Amerikan senatosu soykırımcı Netanyahu önünde eğildi

Soykırım da direniş de devam ediyor. Soykırımı reddetmek ve Filistin halkıyla dayanışma içinde olmak, hem insan olmanın hem de Batı emperyalizminin savaş ve yıkım politikalarına karşı durmanın asgari koşullarından biri olmaya devam ediyor.

Tel Aviv’deki soykırımcı savaş çetesinin şefi Binyamin Netanyahu, Temmuz ayının son haftasında Amerika’yı ziyaret etti. Oysa Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) insanlığa karşı işlediği savaş suçlarından dolayı hakkında tutuklama kararı çıkarmıştı. Dolayısıyla Amerika’ya ayak basar basmaz tutuklanması gerekiyordu. Oysa hem Biden hem Trump tarafından el üstünde tutuldu. Biden’ın yerine aday olacağı belirtilen Kamala Harris de soykırımcı ile kucaklaşarak rezalete ortak oldu.

İşgalci İsrail ordusu aylardır Gazze’de soykırım savaşı yürütüyor. Tüm dünyanın gözleri önünde aleni bir barbarlık sergileniyor. ABD, Almanya, İngiltere başta olmak üzere batılı emperyalistler İsrail’e para ve silah akıtıyorlar. Siyasi ve diplomatik destek veriyorlar. Demokrasi ve insan hakları üzerine konuşmaya çok meraklı olan emperyalistlerin maskeleri paramparça olmuş durumda. Soykırıma destek vererek, en az onun kadar barbar olduklarını gösteriyorlar.

***

Aylardır Gazze’de 2,3 milyon insana ayrımsız uygulanan zulüm, insanlığı bir vicdan sınavı ile karşı karşıya bıraktı. Bu barbarlığa karşı çıkmayanlar, hem insani hem ahlaki açıdan çöküş içinde olduklarını gösterdiler.

Soykırımcı Netanyahu’nun Washington’a davet edilmesi, Temsilciler Meclisi ve Kongre’de konuşturulması, ırkçılık, yalan ve sahtekarlıkla örülü konuşmasının alkışlanması, emperyalist Amerikan sisteminin nasıl bir çürüme yaşadığını ortaya serdi.

Amerika’yı yönetenler elbette yaptıklarının ne anlama geldiğini biliyorlar. Ama sefil çıkarları, insan soyunun binlerce yılda biriktirdiği insani değerlerin ayaklar altına alınmasını gerektiriyor. Emperyalist-kapitalist sistemin efendisi ABD’nin kısa tarihine sayısız vahşet ve katliamı sığdırması da bundan dolayıdır.

***

Netanyahu’nun konuşmasının alkışlarla karşılanması demokrasinin beşiği olduğu söylenen Amerikan senatosunun gerçek yüzünü ortaya sermiştir. Netanyahu konuşmasında, 19. yüzyılda kullanılan “biz özgürlüğü onlar barbarlığı, biz yaşamı onlar ölümü savunuyor” gibi dinleyenleri aptal yerine koyan laflar etti. Küstahlıkta sınır tanımayarak “Soykırımcıyı tutuklayın” şiarıyla kendisini protesto eden Amerikalılara hakaret etti. Onları “İran’ın ajanları olmakla” suçladı. Bu kepazelikleri alkışlayan Amerikalı senatörlerin İsrail’in varlığının ve onun katliamcı politikalarının ABD’nin çıkarları için ne kadar önemli olduğunun gayet bilincinde olduğuna ve bu tiyatroya o yüzden katlandığına şüphe yok.

 ***

Bu tablo karşısında şu soru akla geliyor: Bu rezillik, “soykırımcı Netanyahu’nun arkasındayız” gösterisi neden sergilendi? Elbette Filistin halkının direniş iradesini kırma hevesinin kursaklarında kalmış olmasından…

Geçen on ayda emperyalist ve siyonist güçler barbarlıklarını ne kadar ispatladılarsa, Filistin halkı da direngenliğini o kadar ispatladı. Bu halk bugüne kadar çok ağır bedeller ödedi, halen de ödüyor. Ama vahşette sınır tanımayan işgalcilerin hedeflerine ulaşmasına izin vermiyor. Ne direnmekten vazgeçiyor ne de topraklarını terk ediyor. Filistinli direnişçiler hala işgalci İsrail ordusuna dikkate değer kayıplar verdiriyor.

Soykırım da direniş de devam ediyor. Soykırımı reddetmek ve Filistin halkıyla dayanışma içinde olmak, hem insan olmanın hem de Batı emperyalizminin savaş ve yıkım politikalarına karşı durmanın asgari koşullarından biri olmaya devam ediyor.