Kepçeyle orman katledip çay kaşığıyla oksijen veriyorlar!

Gezi Parkı’nı ve tabii ki içindeki ağaçları betona çevirmeye çalışanlar “bir ağaç için” nasıl direnildiğini; zeytin ağaçlarına kadınların nasıl sarıldığını, İkizdere’deki, Kaz Dağları’ndaki ve daha nice yerlerdeki mücadeleleri akıllarından bir an olsun çıkarmasınlar.

Duyduk duymadık demeyin, Avrupa’da yine birinci olmuşuz! Ağaçlandırma çalışmalarında Avrupa’da birinci, dünyada dördüncüymüşüz! Ağaçlandırmada birincilik denildiğinde kulağa hoş geliyor. Ama katledilen ormanlar, kesilen asırlık zeytinler, çınarlar; doğanın her yanının rant için talan edilmesi aslında gerçeğin bambaşka olduğunu gösteriyor. Bu birinciliğin ardında üstü örtülmeye çalışılan bir orman-doğa katliamı varsa bu birincilik olsa olsa iş cinayetlerinde birinci olmamız gibidir, tersten okunmalıdır.

Ülkeyi betonlarla ören AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü’nü vesile etmiş ve demiş ki: “Yılın teması olarak belirlenen ‘Geleceğe Nefes, İnsanlığa Nefes’ sloganı ile dikeceğimiz fidanlar inanıyorum ki insanlığın ufkunu karartan bütün zulümlere, katliamlara, soykırımlara ve insanlık dışı saldırılara karşı bir umut olacaktır. Fidanlarımız Gazze’de şehit edilen kardeşlerimiz başta olmak üzere, tüm masum coğrafyalarda hayatını kaybeden insanların anısını yaşatacaktır.”

Filistin halkını düşünüyormuş gibi yapıp İsrail ile ticareti geliştiren Erdoğan’ın Filistin için söylemleri ne kadar sahteyse ağaç-orman-doğa için söylediği de o kadar sahtedir.

Ağaçlandırma birinciliğinden bahseden Erdoğan’ın beşli müteahhit çetesinden Cengiz Holding, Kaz dağlarındaki ormanlığı inşaat sahasına çevirmiş durumda. Cengiz Holding, Kaz Dağları’nda 1 milyon ağacı yok edecek. İstanbul’un üçüncü boğaz köprüsü için yok edilen ormanlık alan Beşiktaş ilçesinden büyük. Kuzey Ormanları’ndan ayrıca İstanbul Havalimanı ve Kuzey Marmara Otoyolu için kesilen ve kesilecek ağaç sayısının 20 milyonun üzerinde olduğu söyleniyor.

Ayrıca ormanları katledip betonlardan arta kalan yerlere fidan dikenler ve bununla övünenler bilmelidir ki orman ile ağaçlık alanlar birbirinin yerini tutmamaktadır. Ormanlarla sadece oksijen depolarımız yok olmuyor, bir sürü bitki örtüsü, bir sürü canlı ve onların yaşam alanı yok oluyor; sera gazlarının etkisinin azalmasını sağlayacak özellikler zayıflıyor veya yok oluyor.

Her sakallı dedemiz olmadığı gibi her ağaçlık da orman değildir. Gezi Parkı’nı ve tabii ki içindeki ağaçları betona çevirmeye çalışanlar “bir ağaç için” nasıl direnildiğini; zeytin ağaçlarına kadınların nasıl sarıldığını, İkizdere’deki, Kaz Dağları’ndaki ve daha nice yerlerdeki mücadeleleri akıllarından bir an olsun çıkarmasınlar.