En az üç çocuk, ucuz ve esnek işgücü!

2025 yılı, “Aile yılı” adı altında kadınlar için yıkım politikalarının hayata geçtiği değil, tüm bu saldırılara karşı AKP iktidarından ve asıl olarak bu sömürü sisteminden hesap soracağımız bir yıl olsun!

2024’ü “Emekli yılı” ilan edip emeklileri sefalete mahkûm eden AKP iktidarı, 2025 yılını da “Aile yılı” ilan etti. 2024’ün sonunda kurulan Aile Enstitüsü ve Nüfus Politikaları Kurulu’nun çalışmaları doğrultusunda ilan edilen “Aile yılı”nın tanıtım programı geçtiğimiz günlerde açıklandı.

AKP şefinin daha ilk cümlelerinde doğurganlık ve evlilik oranlarından yakınması, “Aile yılı” ile kastedilenin sermaye sınıfının ihtiyaçları doğrultusunda nüfusun artırılması olduğunu ortaya koydu. Kısa zaman sonra da buna ilişkin teşvikler açıklandı. Ülke gerçeklerinden kopuk rakamlar vaat edilerek “en az üç çocuk” propagandası yapıldı.

Açıklanan programla, doğum oranlarını artırma planlarının yanı sıra sermaye sınıfının ucuz ve esnek iş gücü ihtiyacının da kadın emeği üzerinden karşılanacağı sinyalleri verildi. Erdoğan’ın “esnek ve uzaktan çalışma modelleriyle kadınların ev ve iş hayatlarını rahatlatacak yeni imkanları hayata geçireceğiz” sözleri, kadınları eve hapsedip çocuk bakımıyla görevlendirirken, aynı zamanda sermayenin doğrudan sömürüsüne de koşulacağını gösterdi.

“Aile yılı” programı kadınlara yönelik çok yönlü saldırılar silsilesidir

Kapitalist patronlara ucuz iş gücü devşirmeyi hedefleyen bu program kadınlara yönelik çok yönlü saldırıların habercisidir. Bir yanıyla çocuk teşvikiyle kadın bedenine yönelik bir saldırı söz konusudur. Diğer yandan kadının eve kapatılıp tek işinin çocuk doğurmak-bakmak, yanı sıra evde hasta-yaşlı-engelli bakımı ve ev işlerini yapmak olduğu algısı güçlendirilecektir.

“Ailenin kutsallığı”, “ailenin birliği” safsatalarıyla kadınların aile içinde yaşadıkları her türlü şiddeti yok saymanın, görmezden gelmenin, boşanmayı zorlaştırmanın yeni yolları aranacaktır. Kadın cinayetleri, şiddet, istismar günden güne artarken, kışkırtıcı rolü de bizzat AKP iktidarı üstlenecektir.

Kapitalist patronlar için ucuz, esnek, güvencesiz iş gücü olarak görülen kadın emeği bu süreçte sömürüye daha da açık hale gelecektir. İşbaşı Eğitim Programı, Toplum Yararına Çalışma gibi kadın emeğini hedefleyen esnek ve ucuz çalışma modelleri yaygınlaşacak, kadınlar için geleceksiz ve güvencesiz çalışma olağan hale getirilmeye çalışılacaktır.

Bedenimize, emeğimize, geleceğimize yönelik saldırılara karşı insanca yaşam mücadelesini büyütelim!

İşçi ve emekçi kadınlar olarak “Aile yılı” adı altında bizleri bekleyen yeni yıkım politikalarına karşı örgütlü gücümüzü yükseltme zamanıdır. Bizler ne kapitalist patronlara ucuz işgücü doğurmakla sorumlu olan kuluçka makinesiyiz, ne de bizim emeğimiz onların ucuz, esnek ve güvencesiz sömürü kaynağıdır. Bedenimize, emeğimize, geleceğimize yönelik saldırılar karşısında fabrikalarda, sokaklarda vereceğimiz mücadeleden başka bir çıkış yolu yoktur.

2025 yılı, “Aile yılı” adı altında kadınlar için yıkım politikalarının hayata geçtiği değil, tüm bu saldırılara karşı AKP iktidarından ve asıl olarak bu sömürü sisteminden hesap soracağımız bir yıl olsun!