İşçi emekçi kadınlar direnişe, taleplerimizle 1 Mayıs’a!

Emekçi kadınlar! Sömürü, baskı ve zorbalık düzenine karşı direnişe, örgütlenmeye, 1 Mayıs’a!

2025 yılını “Aile Yılı” ilan edenler, kadınlar üzerindeki sömürü ve baskı politikalarını derinleştirmekten geri durmuyorlar.

Saray rejimi elinde tuttuğu iktidar gücünü daha da pekiştirme ve kalıcılaştırmanın planlarını yapıyor.

Bu planlar, baskı ve gericilik kıskacındaki biz kadınların mevcut sınırlı haklarını da gasbetmeyi hedefliyor. Daha fazla sömürülmemiz, daha fazla ayrımcılığa uğramamız, daha fazla cinayete kurban gitmemiz anlamına geliyor.

Öte yandan, bu baskı ve zorbalık düzeninin panzehri olacak bir direniş sokakları ısıtıyor. Biriken öfke artık alanlara taşıyor. Kadınlar direnişin ön saflarında yerlerini alıyor.

Birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs’ın ön günlerindeyiz. Kadın işçi ve emekçiler olarak maya tutan öfkemizle 1 Mayıs’a hazırlanalım! 1 Mayıs’ı aynı zamanda biz emekçi kadınların direniş gününe çevirelim!

Krizin faturasına karşı direnişe!

Ülke gündeminin yoğunluğunda, yaşanmakta olan ekonomik krizin sonuçları gizlenmeye çalışılıyor. Oysa kriz her geçen gün daha da derinleşiyor.

Geçim sıkıntısı, yoksulluk, son dönemde artan işten çıkarmalar, sermayenin krizin faturasını nasıl sırtımıza yüklediğini gösteriyor.

Krizin faturasını bizlere ödetmeye çalışanlara karşı direnişe, örgütlenmeye!

Bizleri kuluçka makinesi olarak görenlere karşı direnişe!

Kadınların sürekli doğurmasına dair “vaazlar” veriliyor.  “En az üç çocukla mutlu aileler” diyenler, üç kuruşluk doğum yardımı karşılığında daha çok doğurmamızı istiyorlar.

Çalışacak genç nüfus derdine düşmüş olan sermaye sınıfı kendine yeni ücretli köleler arıyor.

Gerici-faşist iktidar bu arayışa yanıt vermek için doğum oranlarını artırmaya çalışıyor. Ama bunun güncel sonucu ya kadınların iş yaşamının dışına itilmesi ya da ev eksenli çalışma adı altında esnek, güvencesiz ve düşük ücretlerle çalıştırılması oluyor. Kadınların yaşamı dört duvar arasına sıkıştırılmaya çalışılıyor.

Kuluçka makinesi olarak görülmeye, ev işlerine ve çocuk bakımının hayatlarımızı esir etmesine karşı direnişe, örgütlenmeye!

Çifte sömürüye karşı direnişe!

Çalışan kadınlar düşük ücretin de düşüğü ücretlerle yedek işgücü olarak görülmeye devam ediliyor.

Atılan her yeni adımla esnek ve güvencesiz çalışma koşulları normalleştiriliyor. İşyerlerinde yaşanan mobbing, taciz ve şiddet iş yaşamının olağan halleri gibi gösteriliyor.

Çifte sömürüye, işyerindeki her türlü şiddete karşı direnişe, örgütlenmeye!

Kadın cinayetlerine karşı direnişe!

Kadın cinayetleri birbirini izliyor. Kadın düşmanı iktidarın uyguladığı cezasızlık politikalarıyla kadın cinayetleri adeta teşvik ediliyor. Kadın cinayetlerine karşı direnişe, örgütlenmeye!

Zorbalık düzenine karşı direnişe!

İşçilerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin sorunlarına çözüm üretemeyen iktidar çareyi baskı ve zorbalığın artırılmasında arıyor. Zaten sınırlı olan demokratik hak ve özgürlükler tamamen ortadan kaldırılıyor. Ve kurumsallaştırılmaya çalışılan baskı rejiminin en büyük hedeflerinden birini, kadınların toplumsal yaşamdan dışlanması ve erkek egemen düzenin uysal köleleri haline getirilmesi oluşturuyor.

Dizginlerinden boşanan gericilik, kadınların kazanılmış haklarını gasbetmeyi, kölelik zincirlerini kalınlaştırmayı hedefliyor.

Haklarımızı korumak ve geliştirmek için mücadeleye!

Emekçi kadınlar! Sömürü, baskı ve zorbalık düzenine karşı direnişe, örgütlenmeye, 1 Mayıs’a!