Toplu görüşme oyununu bozmak için mücadeleye!

Kamu emekçileri toplu görüşme oyununu bozmak istiyorsa, “Hak verilmez, alınır” inancıyla fiili ve meşru mücadeleyi yükseltmelidir. Sendikal birliği tabandan güçlendirmeli ve AKP iktidarının belirlediği sınırlara sığmayan bir toplu görüşme anlayışını dayatmalıdır. Sefalet dayatmasına karşı durmanın tek yolu, kamu emekçilerinin fiili, meşru ve militan mücadelesidir.

Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan, kamu emekçilerinin toplu sözleşme sürecinde AKP iktidarının teklifini açıkladı. Kamu emekçilerine 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için ise yüzde 6; 2027’nin ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yine yüzde 4’lük sefalet artışı önerisinde bulundu. Bu teklif, yaklaşık 4 milyon kamu emekçisi ile 2,5 milyon memur emeklisini sefalete mahkûm etme teklifidir.

Memur-Sen iktidara göstermelik tepkiler verip bu sefalet teklifine karşı dişe dokunur hiçbir şey söylemezken, hormonlu büyümesini borçlu olduğu AKP iktidarını üzmemek için tüm hünerini sergiliyor. Öte yandan da tüm kamu emekçilerinden aidat alabilmesini sağlayacak bir teklifi utanmadan iktidara sunuyor.

Memur-Sen ve AKP ne kadar uzlaşamayacak gibi görünseler de ikisinin de güvendiği bir sigorta var: Sözleşme uyuşmazlığa giderse, süreci Kamu Görevlileri Hakem Kurulu karara bağlayacak. AKP iktidarının güdümündeki kurulun 11 üyesi vardır. 4 üye sendikalardan, 6 üye ise doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanır. Bu Hakem Kurulu’ndan kamu emekçileri lehine bir karar çıkmayacağını herkes biliyor.

Memur-Sen, 2026 yılı için memur maaşlarına yüzde 88, 2027 yılı için ise yüzde 46 zam talep etmiş! Masada yetkili sendika olarak bulunan bir diğer konfederasyon Kamu-Sen de 2026 yılı için ortalama yüzde 88, 2027 yılı için ise yüzde 45,2 zam talep etmişti. AKP iktidarının yanıtı ise 2026 yılı için ortalama yüzde 16, 2027 yılı için ortalama yüzde 8 oldu.

Kamu sendikalarının ücret artışı talepleriyle AKP iktidarının ücret artışı önerisi arasında uçurum var. Buna karşı AKP’nin arka bahçesi Memur-Sen ve Kamu-Sen ne yapacak? Göstermelik bir iki açıklamadan başka hiçbir şey! Toplu sözleşmeyi Hakem Kurulu’na götürecekler, Oradan da AKP iktidarının istediği karar çıkacak.

Memur-Sen de AKP iktidarını değil, Hakem Kurulu’nu hedef gösterecek, Böylece hem AKP iktidarı hem de Memur-Sen, sefalet zammının sorumluluğundan kurtulmuş olacak. Bir milyondan fazla üyesi bulunan bir konfederasyon yüzde 88 teklifinde ciddi olsa, derhal diğer sendikalarla birlikte bir eylem programı ortaya koyar, buna göre davranır. Ama bunu yapmayacağı açık.

Geriye KESK ve kamu emekçilerinin tabandan mücadelesi kalıyor. KESK ne yazık ki uzun zamandır mücadeleci bir hak alma çizgisini örgütleyemiyor. Sendikal rekabetin ürünü çekişmeler ve fiili-meşru mücadele çizgisinden uzaklaşma nedeniyle KESK süreçte etkin bir rol oynayamıyor.

Kamu emekçileri toplu görüşme oyununu bozmak istiyorsa, “Hak verilmez, alınır” inancıyla fiili ve meşru mücadeleyi yükseltmelidir. Sendikal birliği tabandan güçlendirmeli ve AKP iktidarının belirlediği sınırlara sığmayan bir toplu görüşme anlayışını dayatmalıdır. Sefalet dayatmasına karşı durmanın tek yolu, kamu emekçilerinin fiili, meşru ve militan mücadelesidir.