Filistin’de işgale, soykırıma, ablukaya son!

İşçi ve emekçiler olarak bulunduğumuz her alanda Filistin halkının sesi olmalı, haklı ve meşru direnişine destek vermeliyiz. Bu desteğin bir parçası olarak Siyonist İsrail rejimiyle kirli iş birliğine devam eden AKP iktidarının izlediği politikalara karşı “İsrail’le askeri, ekonomik, diplomatik bütün ikili ilişkilerin derhal kesilmesi!”, “NATO’dan çıkılması, tüm üslerin kapatılması” talepleri için mücadeleyi yükseltmeliyiz.

Bugün dünya Siyonist İsrail’in, emperyalist devletlerin ve bölgedeki işbirlikçi ülkelerin tam desteğini alarak gerçekleştirdiği acımasız bir suça tanıklık ediyor. Filistin halkına dayatılan sistematik işgal ve kıyıma şu sıralar abluka içinde açlıkla yok etme çabası eklenmiş bulunuyor. Siyonist İsrail barbarlığı Filistin halkına topyekûn işgal ve soykırımı dayatıyor.

Siyonist İsrail’in Gazze halkına dönük 7 Ekim 2023’ten beri gerçekleştirdiği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısı 64 bin 803’e, yaralıların sayısı ise 164 bin 264’e yükseldi. İsrail’in uyguladığı abluka sonucu açlıktan ölenlerin sayısı 145’i çocuk olmak üzere 420’ye ulaştı.

Emperyalistler ve işbirlikçileri bir bütün olarak Siyonist vahşetin arkasında dururken dünya halklarının kalbi Filistin halkıyla atıyor. Dünyanın dört bir yanında emekçiler Filistin halkıyla dayanışma eylemleri gerçekleştiriyor. Yunanistan, Fransa ve İskoçya v.b. ülkelerde yaşandığı gibi İsrail’e savaş malzemeleri taşınması engelleniyor.

Son olarak Gazze’deki ablukayı kırmak ve insani yardım ulaştırmak için 44 ülkenin delegelerinin yer aldığı Küresel Sumud Filosu Tunus’tan Gazze’ye doğru yola çıktı.

Sumud, Arapça’da “kararlılık” veya “sarsılmaz azim” anlamına geliyor ve 1967’deki Altı Gün Savaşı’nın ardından Filistin halkı arasında baskıya karşı direnişin simgesi olarak kullanılıyor.

İspanya’nın Barselona kentinden yola çıkan 22 teknenin yanı sıra Tunus’tan 23 tekne Küresel Sumud Filosunda yer alıyor. Tunus’tan yola çıkan tekneler İtalya ve Yunanistan’dan katılacak tekneler ile Akdeniz açıklarında buluşarak yollarına devam edecek.

İşçi ve emekçiler olarak bulunduğumuz her alanda Filistin halkının sesi olmalı, haklı ve meşru direnişine destek vermeliyiz. Bu desteğin bir parçası olarak Siyonist İsrail rejimiyle kirli iş birliğine devam eden AKP iktidarının izlediği politikalara karşı “İsrail’le askeri, ekonomik, diplomatik bütün ikili ilişkilerin derhal kesilmesi!”, “NATO’dan çıkılması, tüm üslerin kapatılması” talepleri için mücadeleyi yükseltmeliyiz.