Sendikaların ve emekçilerin bu konuda uyanık olmasının ötesinde, harekete geçmesi gerekiyor. Zira düne kadar sendikaların “yüksek tonda” dile getirdikleri “kıdem tazminatı kırmızı çizgidir” söyleminin artık eyleme dönüşmesi şarttır.
Resmî Gazete’de yayımlanan her yeni ekonomi programı işçi sınıfı ve emekçiler için yeni tehlikeler taşıdığını tahmin etmek artık zor değil. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan 2026-2028 Orta Vadeli Program’da (OVP) yer alan Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) gibi…
AKP iktidarı döneminde defalarca gündeme getirilen ve işçi sınıfının tepkisiyle karşılaşan TES, bu kez Mehmet Şimşek’in şefliğinde, yenilenmiş tanımlar ve süslü sunumlarla emekçilerin önüne konuluyor.
Geçtiğimiz iki yılda hayata geçirilen programların sonucu, ücretlerin düşmesi, vergi yükünün artması, esnek ve güvencesiz çalışmanın yaygınlaşması oldu. Şimdi ise sadece bugünü değil geleceği de hedef alan kapsamlı bir programla karşı karşıyayız. Emeklilik maaşlarını asgari ücretin altında bırakan bu ekonomik program ile, ileride emekli olacak milyonlarca işçinin hem bugününü hem de geleceğini gasp etmeye hazırlanıyorlar. 12 Eylül darbesinin bile dokunmaya cesaret edemediği kıdem tazminatını tasfiye etmeyi ve emeklileri muhtaç duruma düşürecek düzenlemeleri hayata geçirmeyi hedefliyorlar.
2026’nın ikinci çeyreğinde uygulanması planlanan TES, “uzun vadede ek gelir”, “tasarrufu artırma”, “emeklilik sistemini destekleme” ve “ikinci maaş” gibi cazip vaatlerle sunuluyor. Bu modele göre, tüm ücretliler zorunlu olarak sisteme dahil edilecek. İşçi ücretlerinden her ay yüzde 3 kesinti yapılacak. Yüzde 3’lük ek bir kesinti, zaten vergi, prim gibi kesintilerle eriyen ücretleri iyice pula çevirecek. Sermaye tarafının da aynı oranda sunacağı iddia edilen “katkı”nın gerçekleşmeyeceğini de asgari ücreti açlık sınırının altında tutan politikalarından anlamak zor değil. Daha önce İşsizlik Fonu’nun başına gelenlerin bu kez TES aracılığıyla yaşanması şaşırtıcı olmayacak.
Bu sistem, emeklilik sisteminin piyasalaştırılması ve özelleştirilmesi sürecinin son aşamasıdır. BES ile başlayan saldırı TES ile kalıcı hale getirilecek. Sosyal güvenlik sistemi tamamen ortadan kaldırılacak. Sağlık hakkı özel sektöre, emeklilik ise yerli ve yabancı fon şirketlerinin insafına terk edilecek. Kıdem tazminatının tasfiyesi ile işten çıkarmalar daha da kolaylaştırılacak. Böylece işçi sınıfının tarihsel kazanımları yok edilecek.
Sendikaların ve emekçilerin bu konuda uyanık olmasının ötesinde, harekete geçmesi gerekiyor. Zira düne kadar sendikaların “yüksek tonda” dile getirdikleri “kıdem tazminatı kırmızı çizgidir” söyleminin artık eyleme dönüşmesi şarttır.
Bu sinsi plana karşı işçi sınıfının tutumu bellidir: “Kıdem tazminatına dokunulamaz!”. TES’e karşı çıkmak, sadece bugünü değil geleceği de savunmaktır. İşçi sınıfının BES’e, TES’e değil, SES’e ihtiyacı vardır.