“İstismar” çürümüş düzenin aynasıdır!

6 yaşındaki bir çocuğun istismarı ile ortaya çıkan çürümüşlük tablosu bu düzenin aynasıdır. Bu düzen başka şeyler bir yana, sırf bu yüzden bile yıkılmayı hak etmektedir.

İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nda 6 yaşında bir çocuğun evlendirildiği ve yıllarca ailesinin icazetinde istismara uğradığı açığa çıktı. İstismara dair açılan dava sonucu istismara uğrayan kadın ile çocuğu “koruma altına” alınırken, istismar failleri konu gündeme getirilene kadar tutuklanmadı. Yoğunlaşan tepkiler üzerine vakfın Onursal Başkanı baba Yusuf Ziya Gümüşel ile Kadir İstekli tutuklandı.

Bu ülkede 6 yaşında bir çocuk istismara uğruyor. Tarikat reddediyor, medya aklamaya çalışıyor, hukuk hasır altı etme çabasında. AKP ise önce üstünü örtmek istiyor, sonrasında güya üstüne gidiyor. Muhalefet partileri bile olayın yeterince üstüne gitmiyor. Faillerin tutuklanması toplumdan yükselen ısrarlı tepkiler sonucunda oldu. Olayı açığa çıkaran gazeteci Timur Soykan ise hedef gösterildi. Olay dinsel gericilik ve tarikatlar gerçeğinden koparılarak, aile içi münferit bir durum olarak yansıtılmaya çalışıldı.

Yaşanan olay münferit ve sıradan değil! Tıp öğrencisi Enes Kara, bu kokuşmuş ve karanlık dünyadan bunaldığı için yaşamına son vermişti. Ensar Vakfı ve Kaim-Der yurtlarında da onlarca çocuk cinsel istismara uğramış ve “bir kereden bir şey olmaz” denilmişti. Daha sayılabilecek birçok olay gerçekleşmişti.

Açığa çıkan istismar, medyası, yargısı, gerici vakıfları ile bu kokuşmuş ve çürümüş düzen gerçeğine ayna tutmaktadır. Hiranur Vakfı ve İsmailağa Cemaati’nin pek çok cemaat gibi iktidar ile çok yakın ilişkileri var. Bu tarikatın sermaye ortaklıkları bile bu ilişkileri gösteriyor. İTO kayıtlarına göre et zinciri ile pek çok kuruma yemek sağlamış, restoran ve tesis açmış. TOKİ’de sosyal konut projesinden yararlanmış. Cemaatin kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in yeğeni Yunus Gümüşel ise AKP’nin Sapanca İlçe Başkanı.

AKP çatısı altındaki bu yapılar güçlerini ve zenginliklerini emekçilerin dini duygularını istismar etmekten almaktadırlar. Yalnızca manevi değil büyük bir ekonomik güç elde etmektedirler. Kapitalist sistemin dümenini tutan AKP-MHP iktidarı bu karanlığın ve çürümüşlüğün sorumlusudur. Bu gerici yapılar geçmişten bugüne hükümetlerle ilişki içinde emekçilerin “kontrol altında tutulmalarını” sağladılar. Kölece çalışma ve yaşam koşullarına “şükretmelerine” vesile oldular. Kendileri zenginleşirken emekçilere “sabretmelerini” söylediler. Bu hizmetlerinin karşılığı olarak önemli maddi kazançlar elde ettiler.

Emekçilerin dini duygularını sömürerek emek sömürüsünün üstünü örten bu yapılar, büyütüldükleri ve kollandıkları bu sistemde AKP ile birlikte siyasal iktidara ortak olarak dokunulmazlık elde ettiler.

6 yaşındaki bir çocuğun istismarı ile ortaya çıkan çürümüşlük tablosu bu düzenin aynasıdır. Bu düzen başka şeyler bir yana, sırf bu yüzden bile yıkılmayı hak etmektedir. Bizler elbette olayın sorumlularının cezalandırılmasını istemeli, bu kokuşmuşluğun hesabını sormak için mücadele etmeliyiz. Ama çocukları, kadınları, emekçileri bu karanlık zihniyetin pençesinden kurtarabilmenin yolunun bu düzenden kurtulmaktan geçtiğini bir an için unutmamalıyız.