Halk yaralarını kendi sarıyor

Kampanyayı düzenleyenler, “Türkiye tek yürek” diyerek 85 milyonla adeta dalga geçtiler. Enkaz altında kalan devletin imajını toparlamaya çalıştılar.

6 Şubat’ta gerçekleşen depremlerde 10 il yerle bir olurken, on binlerce insan enkazın altında kaldı.

Devletin mekanizmaları işlemedi. Gönüllüler dışında arama kurtarma çalışmaları günler boyunca yapılmadı, depremden sağ kurtulanların ihtiyaçları karşılanmadı. Bu acı tabloda, yöre halkından ortak bir çığlık yükseliyordu. “Devlet nerede?” Devlet, tüm kurumlarıyla birlikte bu enkazın altında kalmıştı.

Durum ortada iken, kısa süre sonra algı operasyonları devreye girdi. Depremin 10. gününde, depremzedelere yardım adı altında 8 televizyon kanalında ortak bir şov düzenlendi. Öyle ya, devlet dimdik ayakta idi! Vatandaşlarına sahip çıkıyor, yardım seferberliği yapıyor ve cumhurbaşkanlığı önderliğinde tüm Türkiye “tek yürek” olarak birleşiyordu.

“Yardımsever” şirketlerin adeta reklam için yarıştıkları programda 115 milyar lira toplanmış. Kimler yoktu ki aralarında? Halkı soyanlar, işçinin hakkını gaspedip işten atanlar, doğayı yağmalayanlar, işçi aidatlarıyla sefahat sürenler vb…

Daha da ilginci, bağış listesinin ilk 20 sırasını kamu bankaları da dahil olmak üzere Varlık Fonu’nda yeralan kurum ve şirketler oluşturuyordu. 115 milyarlık bağışın 86 milyarını Tayyip Erdoğan’ın yönetimindeki fon karşıladı.

Kampanyaya katılan diğer şirketlerin bu işten de kârlı çıktıklarını kısa süre içinde öğrendik. Yardım yapan şirketler vergi indirimine tabi tutuldular. Cengiz Holding, fırsatı hiç kaçırmadan, yeni bir tesis için teşviki hemen kapıverdi. Sendika bürokratları ise, işçilere IBAN vererek topladıkları paralarla bu şova dahil oldular.

Kampanyayı düzenleyenler, “Türkiye tek yürek” diyerek 85 milyonla adeta dalga geçtiler. Enkaz altında kalan devletin imajını toparlamaya çalıştılar. Bir yandan da yaklaşan seçimler için siyasi ve ekonomik rant devşirme derdine düştüler. Şunu da söylemeden geçmeyelim. Yardımların nerede toplanacağı, ne için kullanılacağı, nasıl denetleneceği hala da bilinmiyor.

Bu sahtekarca şovlara rağmen, bu büyük yıkım karşısında milyonlarca insan “tek yürek” oldu. Hem de depremin ilk anından itibaren. Binlerce gönüllü deprem bölgesinde arama-kurtarma çalışmalarına katıldı. İşçisinden öğrencisine, sağlıkçısından hukukçusuna kadar bu ülkenin onurlu emekçileri seferber oldular. Yöre halkının en ihtiyacı olduğu anda, reklam yapmadan “tek yürek” olmayı başardılar.

Şimdi hesap sorma zamanı!