Kapitalistlerin bağış şovu yine fos çıktı

Bir kez daha görüldü ki, sermaye sınıfının hayırseverliği bir yere kadar. Onların çoğu için bu kampanyalar kendi bedava reklamlarını yapmanın aracı. AFAD peşine düştüğü bedava reklamcı kapitalistlerden parayı tahsil eder mi bilmiyoruz. Ama bildiğimiz iki şey var. Kapitalist için yardım reklam yapmanın ya da vergi indirimleri başta olmak üzere bazı ayrıcalıklardan faydalanmanın aracıdır. Ve eğer parayı toplayan devletse bunun dönüp dolaşıp geri geleceği yer çoğu kapitalistin cebidir.

Yaşanan depremin arkasından emekçi halk tarafından büyük bir destek örgütlendi. Halen süren bu çabalar depremzedelerin yaralarının sarılmasında önemli bir rol oynuyor. Devlet cephesinde ise değişen çok bir şey yok. Afet sonrası insanlar her türden yardıma muhtaçken “büyük ve güçlü” devlet hâlâ rant peşinde koşuyor.

Emekçilerin ihtiyaçlarını karşılamak öncelikle devletin asgari yükümlülüğü iken, sermaye devleti IBAN numaraları yayınlayarak destek kampanyaları örgütlemeye çalıştı. Ama geçmişte bu tür yardım kampanyalarının akıbetini yaşayarak öğrenen yüz binlerce insan çoğunlukla sivil toplum örgütlerinin kampanyalarına rağbet gösterdi. Durum öyle bir hal aldı ki, koca devlet sivil toplum örgütlerini kendine rakip gördü.

Hatırlanacağı gibi, IBAN numaraları vermekle yetinmeyen sermaye devleti “Türkiye Tek Yürek” kampanyası düzenledi. Bu kampanya tüm TV kanallarında canlı yayın olarak verildi. Canlı yayın sırasında 115 milyar TL civarında yardım sözü verildi. Aslında şov baştan fiyaskoydu, zira toplanan paranın 85 milyar TL’si devlet kurumlarındandı. Yani devletin kampanyasını gene devlet kurumları finanse etti.

Peki “hayırsever” sermaye sahiplerinin vaat ettiği miktara ne oldu? Kampanyanın üzerinden haftalar geçmesine rağmen söz verilen yardımın sadece 74 milyar 200 milyon TL’si AFAD’ın hesabına yatırıldı. Bunların bir kısmı zor bela geçinen emekçilerin her şeye rağmen bu kampanyaya sunduğu destek olduğunu düşünüldüğünde önemli sayıda sermayedarın vaat ettiği yardımı yapmadığı ortaya çıktı.

İş para toplamak olduğunda pek mahir gözüken AFAD işin peşini bırakmadı. Bağış şovuna katılıp sözünü yerine getirmeyenleri aradı. Basında yer alan bilgilere göre, ulaşılan bu “hayırsever” zenginlerin bahaneleri vardı. Yanıtları, “Binam var, kamulaştırırsanız söz verdiğim parayı yatıracağım”, “Ani ödemem çıktı, ödeyemiyorum”, “Para bekliyorum, aldığımda ödeme yapacağım”, “Konteyner alacağım veya kalıcı konutlara destek olacağım” vb. oldu.

Bir kez daha görüldü ki, sermaye sınıfının hayırseverliği bir yere kadar. Onların çoğu için bu kampanyalar kendi bedava reklamlarını yapmanın aracı. AFAD peşine düştüğü bedava reklamcı kapitalistlerden parayı tahsil eder mi bilmiyoruz. Ama bildiğimiz iki şey var. Kapitalist için yardım reklam yapmanın ya da vergi indirimleri başta olmak üzere bazı ayrıcalıklardan faydalanmanın aracıdır. Ve eğer parayı toplayan devletse bunun dönüp dolaşıp geri geleceği yer çoğu kapitalistin cebidir.