İşçinin hayatını çalan Mitaş kapitalisti…

Sürekli ağırlaşan çalışma koşulları ile birlikte derinleşen sefalet, yıllardır olan biteni sessizlikle izleyen Mitaş işçisi için uyarıcı olmalıdır. Bugüne kadar tekil sözleşmelerde Türk Metal çetesinin ihanetlerini sineye çeken Mitaş işçisi, önümüzdeki toplu sözleşme süreci ile birlikte artık kaderini diğer metal işçileri ve işçi sınıfının diğer bölükleri ile birleştirmelidir. Kendi fabrikasında birliğini kurmalı, sözleşme sürecine dahil olan diğer fabrikalardaki işçiler ile bir araya gelecek adımlar atmalıdır.

Metal işkolunda 150 bin işçiyi ilgilendiren grup toplu iş sözleşmesi görüşmeleri eylül ayında başlayacak. Ankara’da bulunan, yıllardır Türk Metal çetesinin yetkili olduğu Mitaş Endüstri de bu yıl ilk kez MESS Grup TİS kapsamında yer alıyor.

Yapılan iş oldukça ağır ve tehlikeli olduğu halde son asgari ücret zammı ile birlikte işçi ücretleri asgari ücret seviyesine düşmüş durumda. Mitaş işçisi hem sözleşmeden iyi bir zam bekliyor, hem de sözleşme öncesinde ücretlere ek zam yapılmasını istiyor.

Mitaş kapitalistinin ek zam talebine cevabı işçinin aklıyla dalga geçer nitelikte oldu. İşçilere 2500 TL’lik A101 alışveriş çeki dağıtan Mitaş kapitalisti, ayrıca dileyen işçilere ocak ayına kadar 5000 TL “faizsiz borç” verebileceğini söyledi. Sözleşme imzalandıktan sonra verdiği borçları işçilerin ücretlerinden kesecekmiş! Bu pişkin öneri işçileri öfkelendirse de Türk Metal çetesinin yıllardır fabrikada kurduğu saltanat nedeniyle bu tepki hâlâ hoşnutsuzluğun ötesine geçmiş değil.

Tabela sendika olmanın ötesine geçmeyen, işçinin yanında ayrı fabrika yönetiminin yanında ayrı konuşan Türk Metal çetesinin temsilcilerine de öfkeli Mitaş işçileri. Geçtiğimiz haftalarda bu öfkelerini, Türk Metal tarafından yapılan ankette kendilerine dayatılan şıkları kabul etmeyip anketlere kendi taleplerini yazarak gösterdiler. Fabrikada yapılan tartışmalarda, sözleşmenin bir yıllık olması, yüzde yüz zammın yanı sıra asgari ücrete yapılan zamların ücretlere yansıtılması, kıdem ve mesleki derecelendirmeye ilişkin talepler ön plana çıkıyor.

Ücretlerin yetersizliği nedeniyle son bir ayda 15 işçinin işten ayrıldığı Mitaş’ta, birçok işçi de vardiya saatleri dışında yevmiyeli olarak başka bir işte çalışıyor. Bu durum, çalışma koşullarının zaten ağır ve yorucu olduğu fabrikada işçi sağlığı ve güvenliği sorununu daha da arttırıyor, olası iş kazalarına davetiye çıkarıyor.

Son bir yılda 5 işçiye meslek hastalığı teşhisi konuldu. Ellerde his kaybı, bel ve boyun fıtığı, ciğerlerde toz birikmesi yaşayan işçi sayısı sürekli artıyor.

Soyunma odaları yetersiz ve küçük kalırken, havalandırması olmayan atölyelerde işçiler nefes almakta bile zorlanıyor.

Ücretlerin asgari ücret seviyesine düştüğü, patronun işçilere “borç” teklif ettiği, insanlık dışı çalışma koşullarının hüküm sürdüğü Mitaş’ta, hiç de şaşırtıcı olmayan şekilde kapitalist patron kârına kâr katmaya devam ediyor. Türkiye’nin en büyük sanayi işletmeleri listesinde 177. sırada olmakla övünen Mitaş kapitalisti, bu serveti sırtından elde ettiği işçisine ise işte bu insanlık dışı çalışma ve yaşam koşullarını dayatıyor.

Sürekli ağırlaşan çalışma koşulları ile birlikte derinleşen sefalet, yıllardır olan biteni sessizlikle izleyen Mitaş işçisi için uyarıcı olmalıdır. Bugüne kadar tekil sözleşmelerde Türk Metal çetesinin ihanetlerini sineye çeken Mitaş işçisi, önümüzdeki toplu sözleşme süreci ile birlikte artık kaderini diğer metal işçileri ve işçi sınıfının diğer bölükleri ile birleştirmelidir. Kendi fabrikasında birliğini kurmalı, sözleşme sürecine dahil olan diğer fabrikalardaki işçiler ile bir araya gelecek adımlar atmalıdır.