Renault işçileri doğal bir öncü misyona sahiptir. Geçmişte olduğu gibi bugün de atacağı mücadele adımları hem kendi çocuklarının geleceğini kazanmasına hem de on binlerce metal işçisinin özgüven kazanmasına katkı sağlayacaktır.
2023-2025 Metal Grup Toplu İş Sözleşmesi başladı. 150 bin işçinin gözü kulağı sözleşme sürecinde. Ekonomik krizin derinleşmesi ile birlikte Renault işçilerinin de alım gücü düştü, insanca yaşam koşulları kötüleşti. Buna bir de çalışma şartlarının ağırlığı eklenince TİS süreci ayrı bir önem kazandı.
Dışardan bakıldığında Bursa ve Türkiye’nin en iyi şartlara sahip fabrikalarından biri olduğu düşünülen Renault’un ortalama bir fabrikadan hiçbir farkının kalmadığını bütün Renault işçileri biliyor. Hatta ve hatta yeni işbaşı yapan işçiler bile bu şartlarda çalışmaktansa işe başladığı gün içerisinde işi bırakıyorlar. Çünkü yapılan iş çok ağır, pek çok işçi kısa süre içinde meslek hastalıklarına yakalanıyor. Renault işçileri düşük ücretlerle, ağır koşullarda çalıyorken Renault sermayesi kârlarına kâr katmaya devam ediyor. Öyle ki, 2023 yılının ilk 6 ayında 36 bin adet araba üretilirken, bu 6 aylık dilimde Renault’un net kârı 2,12 milyar Euro oldu. Renault, İSO 500’e göre Türkiye’nin en büyük 10 sanayi kuruluşu içinde yerini korumaya devam etti.
Tüm bunlara rağmen, Renault işçisinin geçmişten gelen bir mücadele birikimi vardır. Ve bu birikim halen korunmaktadır. Metal işçisinin hareketlendiği her dönemde ilk kıpırdanmalar Renault’ta başlamıştır. Bu, 1998 metal kalkışmasından 2015 Metal Fırtına’ya kadar böyledir. Renault’a metal işçilerinin amiral gemisi denmesi de boşuna değildir. Bu sözleşme sürecine de baktığımızda ilk tepkilerin yine Renault işçilerinden geldiğini görüyoruz. Ama maalesef yetersizdir. Yemekhanelerde ıslıkla, çatal kaşıkla yapılan eylemler doğal bir hâl almıştır.
Bu eylemler MESS’in taşeronu TM’yi hedef aldığı için Renault İK, TM Emek Şube ve iş yeri temsilcileri bu eylemlere karşı çıkmaktadırlar. Sözleşme sürecinde neredeyse bütün metal işçileri Renault işçilerinin ne yaptığına bakmaktadır. Bu Renault işçilerinin geçmiş mücadele deneyimlerinin bıraktığı bir sonuçtur.
Renault işçileri doğal bir öncü misyona sahiptir. Geçmişte olduğu gibi bugün de atacağı mücadele adımları hem kendi çocuklarının geleceğini kazanmasına hem de on binlerce metal işçisinin özgüven kazanmasına katkı sağlayacaktır. Bu nasıl ki Metal Fırtına’da olduysa yine olması olanaklıdır. Herkes hatırlar, bir Renault işçisinin vardiya girişinde kartı basmadığı ve işten çıkarıldığı anlaşılınca ilk tepkiyi “Arkadaşım yoksa, üretim de yok” diyerek Renault işçileri vermişti. Daha sonra Bursa gecenin bir vakti vardiyasından çıkan Ototrim’den Coşkunöz’e, Mako’dan Tofaş’a on binlerce işçinin dayanışma seline sahne olmuştu. Ve Renault işçisi cesaretin bulaşıcı olduğunu dosta ve düşmana göstermişti.
Renault bu yüzden mücadele birikiminin her an açığa çıkabileceği bir fabrika ama buna hazır olmak her şeyden önce Renault’taki öncü işçilerin görevidir. TM’den bağımsız işçi inisiyatiflerinde, komitelerinde birleşmek, emeğin korunması ve kurtuluşu kavgasına hazırlanmak Renault işçisinin kaçamayacağı bir sorumluluktur.