Kıdem tazminatı yine hedefte!

“Unutmayalım ki, kıdem tazminatı gibi kazanılmış haklarımızı korumak ve yeni haklar kazanmak bizlerin ellerinde. Yeter ki birleşelim, birliğimizden aldığımız güçle mücadele edelim.”

Vehbi Koç 12 Eylül darbesinin ardından Kenan Evren’e bir mektup yazar. Zaten sermayenin ihtiyaçları için darbe yapan generallere bazı “öneriler” ile birlikte taleplerini iletir. Bunlardan birisi kıdem tazminatı ile ilgilidir. Şöyle yazar: “Kıdem tazminatı karşılıkları, kurulacak bir fonda toplanmalıdır. İşçilere ödenecek yıllık miktarlar ayrıldıktan sonra, geriye kalan kısım, kamu ve özel sektör yatırımları için düşük faiz ile kullandırılmalı, bu fonun yeni işgücü yaratması sağlanmalıdır. Aksi takdirde, bu kaynak da devletin açıklarını kapatmaya kullanılır ve ekonomik fayda sağlanamaz.”

12 Eylül Darbesi bunda “muvaffak” olamadı. Ama sermaye sınıfı bu hülyadan hiç vazgeçmedi. AKP, iktidara geldiği günden bugüne bu konuda değişik girişimlerde bulundu ancak yükselen tepkilerden çekindiği için ertelemek zorunda kaldı.

Şimdi de OVP (Orta Vadeli Program) ile yeniden kıdem tazminatını gündemlerine aldılar. “Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi” adı altında bir kez daha kıdem tazminatı hakkımıza göz dikiyorlar. Bakan Mehmet Şimşek “müjde”yi verdi. İşverenlerin katkısının yüzde 8.33’ten 5.33’e düşürülmesi öngörülüyormuş. Aradaki farkın kimden çıkartılacağını söylemeye bile gerek yok.

Bu sistem ile işten atıldığımızda kıdem tazminatı da alamayacağız. Bizler için bir nevi iş güvencesi olan kıdem tazminatından yoksun kalacağız. Emekli olana kadar sistemde birikecek para sermayenin ihtiyaçları için kullanılacak. Tam da Vehbi Koç’un önerdiği gibi! Biz emekli olana kadar sermayenin elinin altında tutulacak bu para, biz emekli olduğumuzda ise muhtemelen kuşa dönmüş olacak.

Peki, bizler kazanılmış haklarımıza göz dikilirken ne yapacağız? İşte asıl sorulması gereken soru budur. Bu soruyu kendimize soracağız. Gereğinin yapılması için adım atacağız. Başkasından beklemeyeceğiz. Yoksa bir bakmışız ki, elimizde avucumuzda hiçbir hak kırıntısı bile kalmamış.

Unutmayalım ki, kıdem tazminatı gibi kazanılmış haklarımızı korumak ve yeni haklar kazanmak bizlerin ellerinde. Yeter ki birleşelim, birliğimizden aldığımız güçle mücadele edelim.