“Bugün sustuğumuz her şeyi çocuklarımıza bırakıyoruz. Bizim bugünümüz onların yarını. Mücadele etmediğimiz, değiştiremediğimiz her şey çocuklarımızın önüne engel olarak çıkacak. Azra bize bir kez daha acı bir şekilde gösterdi bunu.”
Biz işçilerin alınteriyle büyüyen sermayedarlar yeni yeni fabrikalar, organize sanayiler inşa ediyorlar. Alkışlar eşliğinde devlet erkânının attığı temeller, alınmayan güvenlik önlemleri yüzünden her gün ortalama 5 işçi arkadaşımıza mezar oluyor. Sağlıksız koşullar meslek hastalıklarına yol açıyor. Onlarca işçi sakat kalıyor. Yaşamak için zorunlu olduğumuz çalışma kapitalizm koşullarında bize açlık, yoksulluk ve ölüm getiriyor.
Oysa ki dünyadaki tüm zenginlikleri bizler üretiyoruz. Birimiz lastiğini yapmıştır, birimiz camını, diğeri pedalını… Binlerce otomobil çıkmıştır ellerimizden, biz çocuğumuza oyuncak bir otomobil alabilme umuduyla çalışırken… Çocuklarımız daha iyi bir okula gitsin diye fazla mesailere kalırken, bulunduğumuz şehrin belki bütün kırtasiye araç gereçlerini üretmişizdir. Okulun duvarları için kullanılan demirleri, pencere küpeştelerini, sıraların somunlarını… Saymakla bitmez ürettiklerimiz ama mesele ürettiklerimize güç yetiremeyişimiz. Ürettikçe sağlığımızdan oluşumuz, insanlıktan çıkışımız, tükenişimiz…
Sadece biz işçiler de değil, sermaye hem yarattığı koşullarla hem de meslek edindirme, iş imkânı yalanıyla çocuklarımızı da erkenden sömürü çarkının arasına alıyor. İş cinayetlerine çocuklarımızı ekliyor. Kayıtsız çocuk işçilikle, çıraklık adı altında sömürüyle, staj diye gidilen fabrikalarda yaşanan kazalarla çocuklarımızı ölüme bir adım daha yakınlaştırıyorlar. Bunlardan biri olan Azra Oymak, sanayiye kurulan “okuluna” giderken can verdi. Azra’nın liseli arkadaşları her gün tırların arasından dersliklerine ulaşmaya çalışıyor. Ateş pahası servis ücretleri, yapılmayan alt ve üst geçitler çocuklarımızı tehlikeye sokuyor. Mesele okula gitmekle de bitmiyor. Sermayenin sömürü çarkları arasında çocuklarımız da öğütülüyor.
Her türlü sömürü koşullarına maruz kalan ama bunu sırf çocuklarımız böyle yaşamasın, iyi koşullara sahip olsun diye gerekçelendirmeye çalışan bizler iyi düşünmeliyiz. Bugün sustuğumuz her şeyi çocuklarımıza bırakıyoruz. Bizim bugünümüz onların yarını. Mücadele etmediğimiz, değiştiremediğimiz her şey çocuklarımızın önüne engel olarak çıkacak. Azra bize bir kez daha acı bir şekilde gösterdi bunu. Sermayeye karşı vereceğimiz her savaş ise, koşullarımızı düzeltmek ve çocuklarımıza daha iyi bir gelecek bırakabilmek demektir. Bunun için bize ve çocuklarımıza mezar kazan bu düzene karşı mücadele etmek kaçınılmaz bir sorumluluktur.
Sen susma ki insanca yaşamaya bir adım daha yaklaş! Sen susma ki senin neslin ve ardından gelenler senden mücadeleyi ve bedellerle kazandıklarını öğrensin, uygulasın, güvencelesin!