Çokzade Fehmi’yi bilir misiniz?

İmparator kitabı, sermaye sınıfının, işçi sınıfı karşısında nasıl organize hareket ettiği, topluma karşı elindeki tüm olanakları (medya, parlamento, ordu vb. gibi) seferber ettiğini açıkça ortaya koyuyor.

Kapitalist toplumun bize söylediği yalanlardan biri eğer çok çalışırsak daha iyi bir yaşam elde edebileceğimiz yalanıdır. Bunun için gecemizi gündüzümüze katar, yaşamımızı adeta bir zindana çevirircesine ter dökeriz. Sonuç olarak elde avuçta hiçbir şey kalmaz. Fakat bu yoğun çalışmamız sonrasında birileri memleketin sayılı zenginleri listesine girmeyi başarır.

İmparator kitabı işte tam da böyle bir hikâyeyi, aslında gerçeği anlatıyor. Bu ülkenin en eski sermayedarlarından olan Vehbi Koç’un yaşamını konu alan bu kitapta sermaye birikim sürecinin de ötesinde sermaye sınıfının ülke yönetiminde nasıl da bütün ipleri elinde bulundurduğunu anlatılıyor. Kitaptaki Çokzade Fehmi karakterinin yükseliş hikayesi aslında bu ülkenin en büyük para babalarından olan  Koçların o ihtişamlı serveti nasıl elde ettiklerini anlatıyor.

Ayrıca bu kitapta anlatılan sadece Koç grubunun ortaya çıkışı değil, Türkiye’de sermayenin gelişimi siyaset ile ilişkisi içerisinde aktarılmış. Çünkü kitapta ülkenin önde gelen sermayedarları aylık periyotlarla gizli toplantılar yaparak sermayenin hangi alanlarda kullanılacağı, medyanın toplum yönetiminde ne şekilde şekillendirileceği gibi konuları tartışıyor.

Ayrıca sermaye grupları ülke yönetimindekiler kendi lehlerinde yasalar çıkarsın diye çeşitli partilerin başlarına kimlerin geleceğini, cumhurbaşkanlığına ve hükümetlere kimlerin getirileceğini tartışıp kararlaştırıyorlar. Yeri geliyor Kıbrıs’ta bir iç karışıklık yaratarak Cumhurbaşkanını yıpratarak kendi istedikleri kişiyi başa getiriyorlar. Yani tarihte bildiğimiz birçok gelişmeyi (darbe, seçimler vb. gibi) geri plandan sermaye grupları organize ederek, bu ülkede sermaye sınıfının iktidarda olduğunu anlatıyor kitap.

Diğer yandan Koç grubu kendi gelişim seyri içerisinde ABD emperyalizmi ile de görüşmeler gerçekleştirerek ülke yönetimine etki konusunda akıl danışıyorlar. Örneğin bakanlık tarafından ülkeye kamyon vb. araçların girişi yasaklanıyor. ABD emperyalistleri de parça parça sokup ülke içinde montajını yapmayı öneriyor. Türk sermaye grupları emperyalizm ile iş birliği içinde çalışıyor.

Özetle İmparator kitabı, sermaye sınıfının, işçi sınıfı karşısında nasıl organize hareket ettiği, topluma  karşı elindeki tüm olanakları (medya, parlamento, ordu vb. gibi) seferber ettiğini açıkça ortaya koyuyor. Ve bu kitaptan çıkan bir diğer sonuç; bizi sömürenlere, aç bırakanlara karşı birlik olmamız gerektiği ve her anımızı emeğimizi korumak ve bu sömürü düzenine son vermek için değerlendirmemiz gerektiğidir!

Erol Toy kimdir?

İmparator kitabının yazarı Erol Toy, ortaokulu bitirdikten (1951) sonra, İzmir’de çeşitli işlerde çalıştı, sigortacılık ve banka memurluğu yaptı. Çalıştığı bankanın bir şubesine atanarak yerleştiği İstanbul’da bir süre bankacılık işkolunda sendikacılık yaptı. Daha sonra yayımcılığa başladı. YAZKO’nun yönetim kurulu başkanlığına seçildi, bu kuruluşun yayın organı olan Somut (1983-84) dergisini yönetti. Gölge Adam gazetesinde çalıştı (1986).
İlk hikâyesi Çınar dergisinde yayımlanmıştı. “Yaşadıklarının Farkında Olamadıklarımız” adlı röportajıyla 1962 Ali Naci Karacan Armağanı’nda üçüncülük kazandı.
Toy, eserlerinde Türkiye’nin tarihsel ve toplumsal gelişme sürecini yansıttı.