MESEM projesi adı altında “ucuz işgücü”

“Ucuz emek gücünün bir parçası olan çocuklar, kapitalist düzenin dişlileri arasında hemen her gün can veriyor. Zaten güdük olan eğitim sistemi içinde “mesleki eğitim” adı altında yeni bir rant alanı yaratan devlet, henüz gençliğinin baharında olan çocukları ölüme göndermekte tereddüt etmiyor.”

Kapitalistlerin çıkarları uğruna MESEM (Mesleki Eğitim Merkezi) projesi adı altında masumlaştırılmaya çalışılan çocuk işçilik giderek yaygınlaştırılıyor. Mesleki ve teknik liselerde zorunlu olarak uygulanan bu proje ile kapitalistlere ucuz emek gücü sağlanmış oluyor. Çıraklık adı altında azami sömürüye maruz kalan öğrenciler asgari ücretin yüzde 30’una tekabül eden bir ücretle çalıştırılıyor. MESEM projesi ile çalıştırılan öğrenciler, ağır çalışma koşulları yüzünden iş kazaları geçiriyor, sakat kalıyor ya da hayatlarını kaybediyor.

Resmi kayıtlara göre son bir ay içerisinde 4 çocuk işçi staj esnasında iş cinayetine kurban gitti. Arda Tonbul henüz 14 yaşındaydı. Stajyer olarak çalıştığı fabrikada kafasının makineye sıkışması sonucu yedi gün komada kaldıktan sonra hayatını kaybetti. Fabrikanın sahibi kendi ihmalini inkâr etmek için Arda’nın kafasını bilerek makineye soktuğunu söyleyecek kadar arsızlaştı. Diyarbakır’da yüksekten düşen 17 yaşındaki Ömer Çakır, Konya Ereğli’de arıtma havuzuna düşen 17 yaşındaki Ulaş Dumlu, Kütahya’da üzerine sunta blokları düşen 15 yaşındaki Erol Can Yavuz ve kayıtlara geçmeyen diğerleri… Bu çocuklar, kokuşmuş sermaye düzeni için birer veri/sayı olarak kayda geçirildi. Yaşam hakkını çaldıkları çocuklara “iş kazası” sıfatı yakıştırmaları ise şaşırtıcı olmadı. Zira bu vahşi zihniyet, iş cinayetlerini “fıtrat”, çocuk emeğinin sömürüsüne yasal kılıf uydurmayı ise “mesleki eğitim” kabul ediyor.

Hiçbir bahanesi olmayacak şekilde yaşamlarından olan bu çocukların katili kapitalist sömürü sistemidir. Eğitim ve çıraklık adı altında ucuz emek sömürüsünün bir parçası olan çocuklar, tıpkı kadınlar ve göçmen işçiler gibi, düzenin çarkları arasında yaşamlarını yitiriyor. Yakın zamanda kaçak bir madende iş kazası sonucu ölen bir Afgan işçinin madenin sahibi tarafından ormanın içinde benzin dökülüp yakıldığını biliyoruz. Tersanede çalışırken iş kazası sonucu ölen 19 yaşındaki Yasin Demirdağ’a ise öldükten sonra emniyet kemeri giydirilmeye çalışılmıştı. Tabi bütün bunlar sadece basına yansıyan ve kayıtlara geçen kaza ve cinayetlerdir.

Ucuz emek gücünün bir parçası olan çocuklar, kapitalist düzenin dişlileri arasında hemen her gün can veriyor. Zaten güdük olan eğitim sistemi içinde “mesleki eğitim” adı altında yeni bir rant alanı yaratan devlet, henüz gençliğinin baharında olan çocukları ölüme göndermekte tereddüt etmiyor.

Maddi üretimle eğitimin birleştirilmesi elbette gereklidir. Ama kapitalistlerin ve iktidarın yaptığı bu değildir. MESEM adı altında öğrencilere dayatılan bu ucube sisteme derhal son verilmelidir. Çıraklık sistemi benzeri uygulamalar kaldırılmalıdır. Çocukların çalıştığı her yerde özel güvenlik tedbirleri alınmalı, bu işletmeler özel birimler tarafından denetlenmelidir. Niteliksiz staj uygulamaları kaldırılmalıdır. 14 yaşından küçük çocukların çalışması yasaklanmalı, 14 yaşından büyük çocukların uygulamalı eğitim süresi 4 saati hiçbir şekilde aşmamalıdır. Çocuk cinayetlerinin sorumluları en ağır biçimde cezalandırılmalıdır.