“Ekonomiyi yap-boz tahtasına çevirenler, emekçilerin sırtına yükledikleri faturayı her geçen gün daha da kabartıyorlar.”
Saray iktidarının ekonomi yönetiminde iflas tablosu ağırlaşıyor. Ekonomiyi yap-boz tahtasına çevirenler, emekçilerin sırtına yükledikleri faturayı her geçen gün daha da kabartıyorlar. Ekonomik krizi aşmak için atılan tüm adımlar işçi sınıfı ve emekçiler için ekonomik ve sosyal yıkım anlamına geliyor. Bir avuç sermayedarın kâr rekorları kırmasına karşın milyonlarca insanın derin bir yoksulluk ve sefalete itilmesi gerçeği her geçen gün daha fazla hissediliyor.
“Faiz sebep enflasyon sonuç” söylemini dillerinden düşürmeyenler tam tersi adımlar atıyorlar. “Nas” unutulmuş, faizler yüzde 50’ye çıkartılmış durumda. Öyleyken de böyleyken de yıkımın faturasını işçi ve emekçiler ödüyor.
Haftada bir düzlüğe çıkılacak güzellemesi yapıp enflasyonu lafla indirebileceğini düşünenler, şu sıra “kemer sıkma” deyimini sıklıkla kullanmaya başladılar. Sıkılan kemerin sarayın şatafat harcamalarından, sermayeye aktarılacak kaynaklardan olmadığını biliyoruz. Üç kuruşa karnını doyurmakta zorlanan işçilerin tepesine biraz daha binmek istiyorlar. Faizleri artırarak ülkeye sermaye ve döviz girişi sağlayacaklarmış. Para bolluğu olacakmış. Üstüne bir de iç pazarda alım-satımı yavaşlatırlarsa enflasyon düşecekmiş. Onun için herkes sabretmeliymiş. Sıkıntıda birlik olursak, refahta rahat edecekmişiz…
Bunları sermaye sahipleri için söylediklerini düşünmeyin. Onların işleri tıkırında. Teşvikler devam ediyor, kasalar doluyor. Söz işçilere söyleniyor. “Biraz daha çok çalışın, az kazanın, az yiyin, bir süre temel insani ihtiyaçlarınızı karşılamasanız da olur” diyorlar. “Vergileri artırabiliriz, esnek-kuralsız çalışmayı yaygınlaştırabiliriz, kiminiz işsiz kalabilirsiniz ama gücenmeyin” yaklaşımı, AKP-MHP iktidarının ortaya koyduğu ekonomi programı. Burjuva muhalefeti de “Bizim dediğimiz yere geldiniz” diyerek bu programa destek veriyor. Faiz artışlarını, yabancı sermayenin ülkeyi yağmalamaya gelmesi için verilen garantileri alkışlıyor. Ama bir türlü geleceği söylenen fonlar ülkeye girmiyor. Hep daha fazlasını istiyorlar. Kibir abidesi saray rejimi ise ne isteseler verecek halde kıvranıyor. Buna rağmen AKP’nin ekonomi bohçası yama tutmuyor.