Belediyelerde takke düştü kel göründü

Belediye başkanlıkları için seçim süreci boyunca gösterilen hummalı çabaların, süregiden kavgaların, hâlen devam eden itirazların bir yönü de bu alandaki rantı ele geçirme mücadelesidir. Kapitalist sistemde belediyeler önce sermayeye hizmet için vardır. Tıpkı diğer düzen kurumları gibi…

Yerel seçimlerin sonuçlanmasının ardından el değiştiren birçok belediyeden yansıyan haberler buraların sermaye sınıfı için nasıl bir rant alanına çevrildiğini gözler önüne serdi. Zaten seçimlere sayılı günler kala bile Resmî Gazete belediyelerin verdiği satış ilanlarından ve hizmet alım ihalesi çağrılarından geçilmiyordu. Özellikle AKP’nin kayyım yolu ile ele geçirdiği belediyelerde kaynaklar ve bazı taşınmazlar haraç mezat satıldı dersek abartmış olmayız. Şırnak Cizre’de kayyım belediyesinin mazbata tesliminden 1 saat önce 30 milyon 41 bin 702 TL harcadığının ortaya çıkması karşı karşıya olunan tabloyu örneklemek için yeterlidir herhalde.

Ama bu durum sadece kayyım belediyeler için geçerli değil. Örneğin Üsküdar Belediyesi’nde seçimlerin hemen öncesinde üst üste ihaleler yapılmış. 11 Mart’ta “su böreği alımı” için 1 milyon 900 bin TL harcanmış. Aynı belediye 15 Mart’ta “baskılı porselen kupa alımı” ihalesine çıkarak 4 milyon 704 bin TL harcamış, mazbata devir tesliminden iki gün önce ise 2 milyon tutarındaki “sütlü tatlı alımı” ihalesinin sözleşmesini imzalamış.

Tablo elbette sadece bu iki belediye ile sınırlı değil. Tuzla’da devir teslim töreninden 2 saat önce 2 milyon 943 bin TL tutarındaki “Hoş Geldin Bebek  projesi kapsamında hediye seti alımı” sözleşmesi imzalandı. Belediyenin 15 Mart’ta çıktığı “2024 yılı park revizyonu,  fidanlık muhtelif malzeme alımı” ihalesinin sözleşmesi de 2 Nisan günü imzalandı. Raha Peyzaj Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin kazandığı 62 milyon 458 bin TL’lik ihalede en düşük ve en yüksek tekliflerin aynı olması dikkat çekti. Seçimi kaybeden Eyüpsultan belediye başkanı çok kitap sever olmalı ki belediye giderayak 2,5 milyonluk kitap aldı. Bir de çocuk sever Beykoz belediye başkanı var. O da koltuğu devretmeden 1 milyon 300 bin TL’lik çocuk oyun seti almış belediyeye. “Ne var bunda bunlar küçük rakamlar” diyorsanız işi daha iyi kılıfına uyduranları görmek için örneğin Çekmeköy’e bakmalısınız. Arkasında “temiz bir belediye binası bırakmak isteyen” başkan tam 30 milyonluk bakım ihalesi yapmış. Mutfak malzemelerini yürütenler, seçimi kaybedince masa, sandalye hatta koltuğu götürenler, daha neler neler…

Bu örnekler buzdağının sadece görünen parçasıdır. Ve açıktır ki belediyeler üzerinden elde edilen rant, talan ve yağmanın sadece küçük örnekleridir. Burada çarpıcı olan son ana kadar kamu imkanlarını sömürmede gösterilen arsızlık ve yüzsüzlüktür. Bu durum şahıslarla, başkanlarla ilgili değildir. Şu parti, bu parti meselesi de değildir. Bu sayfalarda tüm seçim süreci boyunca anlatıldığı gibi belediyeler sermaye sınıfı ve siyasetçiler için en önemli rant alanlarından biridir. Kamu hizmeti vermesi gereken kurumlar birer kâr ve rant kuruluşuna dönüşmüş durumdadır. Belediye başkanlıkları için seçim süreci boyunca gösterilen hummalı çabaların, süregiden kavgaların, hâlen devam eden itirazların bir yönü de bu alandaki rantı ele geçirme mücadelesidir. Kapitalist sistemde belediyeler önce sermayeye hizmet için vardır. Tıpkı diğer düzen kurumları gibi…