Sabahın Bir Sahibi Var…

Şişli Meydanı’nda üç kız

Biri Çiğdem biri Nergis

Vuruldular güpegündüz

Sorarlar bir gün sorarlar…

Sınıfımızın devrimci ozanı Ruhi Su’nun kaleminden dökülen ve bestelenen bu türkü ne zaman dinlense 77’nin Şişli ve Taksim’ine götürür kavga, umut ve inanç dolu her yüreği.

İşçilere, emekçilere, devrimcilere yönelik azgınca saldırıların tırmandığı, buna karşın direnişin ve mücadelenin de had safhada olduğu dönemdi 1977 yılı…

1 Mayıs’a üç gün kala, 28 Nisan günü Galatasaray Mühendislik Yüksekokulu’ndan çıkan üç genç kadın Şişli Meydanı’na vardıkları sırada üzerlerine kurşun yağdırdı pusu kuran faşistler. Dev-Genç’li öğrencilerden Çiğdem bu hain pusuda can verirken Melike yaralanmış; Şükran, yani Ruhi Su’nun dizelerindeki Nergis de ağır yaralanarak komaya girmişti…

Üç gün sonra, 1 Mayıs sabahı beş yüz bin işçi ve emekçinin, kadının ve gencin Taksim Meydanı’nı zapt ettiği o şanlı 1 Mayıs günü ise sömürü çarkının cellatları tarafından kana bulanan bu kez Taksim Meydanı’ydı…

34 kişi çevre binalara yerleştirilen katillerin ateşleriyle ve üzerlerine sürülen panzerlerle katledildi. Sermayenin devleti katliamcı yüzünü bir kez daha gösterdi.

Art arda yaşanan bu katliamlar ozan Ruhi Su’nun dizelerinden bir daha hiç silinmeyecek şekilde kazındı hafızalarımıza. Yaşanılan katliama rağmen hafızalarımızdan silinmeyen o şanlı 1 Mayıs gününün coşkusu gibi…

Beş yüz bin emekçi vardık

Taksim Meydanı’na girdik

Böyle bir İstanbul gördük

Sorarlar bir gün sorarlar…

Burjuvazinin katliamcı yüzünü gördüğümüz kadar yüz binlerin sel olup akışını, işçi ve emekçilerin zapt ettiği meydanları, gençlerin, kadınların özgürlük istemiyle haykırışını, direnişi ve dayanışmayı, umudu ve zafere olan inancı da yaşadık dönemin tanığı bu dizelerde…

Sabahın bir sahibi var

Sorarlar bir gün sorarlar

Biter bu dertler acılar

Sararlar bir gün sararlar

Sabahın sahibi; sömürüye, baskıya, zulme karşı sınıfsız ve sömürüsüz dünya mücadelesinden vazgeçmeyen, katliam düzeninden hesap soracak olan işçi ve emekçilerdir.

Ve o sabah, gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan günlerle; patronların kasaları uğruna can verilmeyen bir dünya ile birlikte gelecektir.