Eğitim bakanının eğitim ile imtihanı…

“Eğitimi dinsel referanslar üzerinden ortaçağ karanlığına hapsetmeye çalışanlar, yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali bizleri suçlamaktan da geri durmuyorlar.”

Saray iktidarı yıllardır eğitimi yap-boz tahtası haline getirdi. Her gelen Eğitim Bakanı sanki yeni bir şey icat etmiş pozlarıyla yeni bir “model” ortaya koyuyor. Hepsinin ortak noktası ise eğitimi tamamen gericileştirmek ve olabildiğince ticari bir hale getirmek.

Bakanlık ile gerici vakıf-cemaat protokolleri ve “değerler eğitimi” adı altında orta çağ zihniyetinin dayatılması, müfredatın bu gerici bakış üzerinden değiştirilmesi hedefleniyor.

Eğitimi dinsel referanslar üzerinden ortaçağ karanlığına hapsetmeye çalışanlar, yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali bizleri suçlamaktan da geri durmuyorlar.

Milli Eğitim Bakanı olarak göreve getirilen Yusuf Tekin iki de bir yaptığı açıklamalarla herkese saldırmayı marifet sayıyor. Öğretmeleri “kamudan fonlanan asalaklar” olarak göstermeye çalışarak eğitim emekçilerini suçluyor. Öğrencilerin giyimi üzerinden gericilik kusuyor, öğrencileri suçluyor.

Son olarak ise, eğitimin niteliği üzerinden Finlandiya tartışmaları yapan velileri suçlayarak “konuya ne kadar vakıf” birisi olduğunu gösterdi. Finlandiya kıyası yapılırken neden sadece okul ve müfredat üzerinden tartışılıyormuş. Veliler de kendini Finlandiya aileleriyle kıyaslamalıymış. Evet, yeni bir suçlu olarak veliler de bulunmuş.

Suçlular bulunduğuna göre, toplum bunları tartışadursun, gerici adımlar atılmaya, vakıf ve cemaatler kayırılmaya, bakanlıklarda üç-beş maaş alan bürokratlar fonlanmaya devam edilebilir.