Mehmet Uçum yine uçmuş!

“Sömürü, soygun ve yağma üzerine kurulu bu düzene ve bu düzenin partilerine karşı işçi sınıfı masaya yumruğunu vurmalıdır. Bu gırtlağına kadar pisliğe batmışları tarihin çöp sepetine atmalıdır.”

Sarayın başdanışmanlarından Mehmet Uçum’un “Cumhur ittifakı” güzellemeleriyle bezenmiş son açıklaması epeydir tartışma konusu. Neler söylememiş ki! “Cumhur ittifakı”, ideolojik birliğe dayanan, parti ya da ittifak çıkarlarını değil Türkiye’nin çıkarlarını esas alan toplumsal bir ittifakmış. 15 Temmuz gerici ve faşist kalkışma ve işgal girişimi koşullarında doğmuş. Temelleri bu gerici ve faşist kalkışma ve işgal girişimine karşı ortaya konan milli ve devrimci direnişle atılmış. Bu direniş halk inisiyatifiyle başlamış. Direnişte halk-siyaset buluşması gerçekleşmiş ve direniş devrimci sonuç doğuran bir başarıya ulaşmış.

Dahası, Uçum’a göre “Cumhur ittifakı” anti-emperyalist, tam bağımsız Türkiye’yi savunan, devletin sermaye devleti olmasının önüne geçmek isteyen, sosyal adaleti temel politika yapmaya çalışan bir ideolojik-politik hatta sahipmiş. İç ve dış odaklar 2028 seçimlerine kadar “Cumhur ittifakı”ndan kurtulmak için ellerinden geleni yapıyorlarmış. Ülkenin “bekâsı” tehlikedeymiş.

Bu satırları okuyan herkes “tuz koktu” diyecektir. Milyonlarca işçi ve emekçiyi açlık, yoksulluk, sefalet ve kölece çalışma koşullarına mahkûm ettiler. Yalanı gündelik siyaset haline getirdiler. Sıradan burjuva yasalarını ve işleyişini bile yerle bir ettiler. Asalak sermayenin kâr rekorları kırdığı, saray ve avanesinin devlet bütçesi ve olanaklarını arpalık olarak kullandığı, eş-dost-akrabanın üç-beş yerden maaş aldığı ve tüm bunların kanıksatıldığı bir düzen kurdular. Tüm bunlar orta yerde dururken hukuk, demokrasi vb. demagojilere sarıldılar.

Memleketin dört bir yanını sat, emperyalistlerin kirli-kanlı işlerine jandarmalık et, ardından anti-emperyalizm güzellemesi yap!

Her türlü faşizan uygulamayı hayata geçirip, “faşizme karşı devrimci direniş” tanımlamasının yapılması da bu güzellemelerin sosu olsa gerek.

Varlığını sermayeye sınırsız hizmete adamış, bu sayede nimetlerini tepe tepe kullanan bir rejimin topluma, işçi ve emekçilere boş sözler dışında verebileceği hiçbir şey yok. Açıklamanın kime ne mesajlar gönderdiği muğlak. Ama şu kadarı kesin ki, sarayda işler eskisi gibi yolunda gitmiyor. Sömürü, soygun ve yağma üzerine kurulu bu düzene ve bu düzenin partilerine karşı işçi sınıfı masaya yumruğunu vurmalıdır. Bu gırtlağına kadar pisliğe batmışları tarihin çöp sepetine atmalıdır.