“Biz dur diyene kadar vergi soygunu da soygun düzeni de yeni düzenlemelerle devam edecek.“
Aylardır tartışılan vergi paketi meclisten geçti. Süslü cümlelerle, “az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alacağız” söylemleriyle hazırladıkları teklif meclis genel kurulunda kabul edildi. Ancak, vergi yükü işçi sınıfının sırtında kalmaya devam edeceği açık bir gerçektir.
Gazetemizin önceki sayılarında ayrıntılı bir şekilde tasarıyı incelemiş ve maddelerin ne ifade ettiğini ortaya koymuştuk. Kısaca üstünden tekrar geçelim.
Asgari kurumlar vergisi ile AKP, sermayeden yüzde 10 oranında bile vergi almadığını itiraf etmiş oldu. Normalde yüzde 25 olan kurumlar vergisi oranı, vergi istisnaları, muafiyetler, indirimler, teşvikler ve aflarla birçok sermayedar için yüzde 0’a düşmekteydi. Yani sermaye devlet eliyle ve yasal yollarla kurumlar vergisi ödemekten kaçı(nı)yordu.
Yüzde 25’i geçtik bari yüzde 10 ödeyin denilerek yapılan düzenlemeye rağmen ücretlilerin gelir vergisinin düşürülmesine, vergi dilimlerinin düzenlemesine yönelik hiçbir adım atılmadı. Az kazanandan çok, çok kazanandan sıfır yerine az vergi alınmaya başlanacak. O da alınabilinirse.
Vergi düzenlemesinin olduğu gün dört milyon emekli için en düşük emekli aylığı 12.500 lira olurken, yurtdışı çıkış harcı 150 liradan 500 liraya çıkartıldı. Bu ikisi bile emekliye bütçe ayrılmadığını, zengin-fakir ne amaçla yurtdışına çıktığına bakılmaksızın herkesten (bir yılda yaklaşık dokuz milyon kişi) 500 liralık harç alınmasının ise yasanın “az kazanandan az, çok kazanandan çok” yaklaşımıyla hazırlanmadığını ortaya koyuyor.
Yap-işlet-devret modeli ile köprü, tünel ve hastanelere araç geçiş ve hasta garantisi ile hazineden milyarlar akıtılmaya devam edecek. Yeni vergi düzenlemesi bu projelerdeki vergi oranını yüzde 25’ten yüzde 30’a çıkarsa da bu büyük paralar bizlerin cebinden çıkmaya devam edecek. Bu 5 puanlık artışla elde edilecek 557 milyon ek gelir ise, yurt dışı harcının 500 liraya çıkartılması ile elde edilmesi düşünülen 4,3 milyonluk gelirin yaklaşık 1/8’i civarında. Bu 5 puanın sözde kaldığının en büyük kanıtı niteliğinde.
Bir dizi cezanın artırılması, vergi oranlarının düzenlenmesi ile sermaye devleti vergi gelirlerini artırmayı hedefliyor. Ancak işçi sınıfının sırtındaki yükü kaldıracak, en azından hafifletecek hiçbir adım atmıyor. ÖTV-KDV gibi dolaylı vergiler ne kaldırılıyor ne azaltılıyor. Ücretlerimizden kesilen gelir vergisi azaltılmadığı gibi, yıl içinde dilim dilim soyulmaya devam ediyoruz. Sermaye için artan oranlı gelir ve servet vergisi getirilmiyor. Eğitim, sağlık, ulaşım gibi en temel kamu hizmetlerinin asgari düzeyde bile ücretsiz olmasına yönelik hiçbir adım atılmıyor.
Biz dur diyene kadar vergi soygunu da soygun düzeni de yeni düzenlemelerle devam edecek.