İşte bu politik tükenmişlik, genelde AKP iktidarı özelde ise Erdoğan’ın, yel değirmenleriyle savaşmasına yol açıyor. Faşist AKP-MHP iktidarı, bu politika ile bir taraftan kitleleri kontrol altında tutmaya çalışıyor, öte yandan krizin faturasını milyonların sırtına yıkmak için bir dizi saldırının yolunu hazırlıyor.
Tayyip Erdoğan, işbaşına getirildiğinden bu yana Filistin davası konusunda ikiyüzlü bir politika izledi. Siyonist devletin yürüttüğü barbarca soykırım savaşının bir yılı boyunca yalan ve manipülasyonlara dayalı bu politikadan hiç vazgeçmedi. Bir taraftan hamasi nutuklar atıp İsrail’e lanet okuyor, “Filistin direnişinin yanındayız” diyor. Öte yandan İsrail ile ekonomik ve askeri ilişkileri olduğu gibi sürdürüyor.
7 Ekim Aksa Tufanı’nın ardından başlayan savaş boyunca, işçi ve emekçiler Türkiye ile İsrail arasında yapılan ticaretin durması için sık sık tepkilerini gösterdiler. Ekonomik ve askeri ticaret pek çok kere teşhir edildi ve edilmeye devam ediyor. Limanlarda ve fabrika önlerinde eylemler yapıldı. Bu eylemlerde pek çok kişi polisin saldırısı sonucu gözaltına alındı.
Toplumdaki tepkilerin ve eylemlerin yarattığı basınç nedeniyle AKP-MHP iktidarı az da olsa geri adım atmak zorunda kaldı. Bir ara meclis kararnamesi çıkartarak İsrail ile yapılan ticarete sınırlama getirdi. Fakat geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir araştırmaya göre, İsrail ile yapılan ticaretin, Filistin üzerinden olduğu gibi devam ettiği görüldü. Belli aralıklarla, mitinglerde ve meclis kürsülerinde İsrail’e lanet okunması bu gerçeği değiştirmiyor.
Öte yandan AKP-Erdoğan iktidarı, İsrail’in Türkiye’ye karşı savaş açmasından dem vurarak, “milli birlik ve beraberlik” demagojisi yapmaktan da geri durmuyor. Bizler biliyoruz ki, AKP iktidarının “milli birlik ve beraberlik” vurgusu, krizin faturasını milyonlarca işçi ve emekçinin sırtına yıkmak için yapılan ayak oyunundan başka bir şey değil.
Bir taraftan İsrail tehdidi ile muhalefeti yedeklemeye çalışıyor, öte yandan “vatan, millet, sakarya” edebiyatıyla şovenizmi körüklüyor. Tüm bunların arkasındaki esas sebep Siyonist İsrail ile Türkiye arasında yaşanan politik sürtüşme değil. Başından itibaren İsrail ile esasta hiçbir sorunu olmayan AKP iktidarının, an itibarıyla politik manevra alanının tükenmiş olmasıdır.
İşte bu politik tükenmişlik, genelde AKP iktidarı özelde ise Erdoğan’ın, yel değirmenleriyle savaşmasına yol açıyor. Faşist AKP-MHP iktidarı, bu politika ile bir taraftan kitleleri kontrol altında tutmaya çalışıyor, öte yandan krizin faturasını milyonların sırtına yıkmak için bir dizi saldırının yolunu hazırlıyor.