MESS ile kavgaya tutuşma zamanı…

“Sermaye, iktidar, sendikal bürokrasi… Hangi taraftan gelirse gelsin tehditlere boyun eğmeyecek, oyunları boşa düşürecek bir mücadele programının belirlenmesi, başta sözleşme kapsamında olan işçiler olmak üzere sınıfın diğer kesimlerini de bu mücadelede taraf olarak örgütlemek kazanıma giden yolu açacak.”

MESS (Metal Sanayicileri Sendikası) üyesi Grid Solutions, Hitachi Energy, Schneider Elektrik, Arıtaş Kriyojenik işletmeleri ile bu işletmeler bünyesindeki fabrikalarda yetkili DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası arasında süren TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamadı.

Uyuşmazlık zaptı tutuldu. Arabuluculuk süreci de bir sonuç vermezse İstanbul, Manisa, Kocaeli ve Bandırma’da bulunan fabrikalarda grevler başlayacak.

MESS, Birleşik Metal-İş’in yüzde 125 oranındaki ücret zammı talebine karşılık yüzde 30’a denk gelen bir zam ve üç yıllık sözleşme dayatıyor. Ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyor. Diğer taraftan da asgari ücret zammını ve belirlenecek teşvikleri, vergi düzenlemelerini, aflarını bekliyor.

Sözleşme sürecini ücret zammına sıkıştırmadan ele almak, vergi dilimi düzenlemelerinden çalışma saatlerinin kısaltılmasına, esnek çalışma uygulamalarına karşı taleplerimize sahip çıkmak önemlidir.

MESS’in yoksulluk ve kölelik dayatmasına, krizin faturasını işçiye ödetme girişimlerine karşı dört işletmede eylemli bir tarzda tepkilerini gösteren işçiler vardiya giriş-çıkışlarında gerçekleştirdikleri yürüyüşlerle bu dayatmaları reddediyorlar.

MESS Grup TİS sürecine ön hazırlık olarak ifade edilebilecek dört işletmede çalışan işçilere reva görülen ücret ve sosyal haklardaki zam teklifi gerçek enflasyonun kat kat altında kalıyor.

MESS’in yüzde 30 zam dayatması ile asgari ücrete dair sermaye örgütleri, bakanlıklar, bankalar tarafından dillendirilen yüzde 25-30 civarındaki zam oranı, sermaye tarafının tüm örgütleriyle birlikte hareket ettiğini gösteriyor.

Bugün MESS’e bağlı fabrikalarda karşımıza çıkan zam oranları yarın birçok fabrikada karşımıza çıkacaktır. Bu sözleşmede elde edilecek kazanımın hepimizin kazanımı olacağını unutmamak gerekir.

Asgari ücretin belirleneceği bir döneme denk gelen olası grev sürecinde metal işçilerinin alacağı tutum, hayata geçireceği eylemler de büyük önem taşıyor.

Kayıpları telafi etmek, talep ve beklentileri karşılamak için planlı ve güçlü bir mücadele programı acilen belirlenmeli ve hayata geçirilmeli. Aksi takdirde 2024’ü mumla aratan saldırılar eşliğinde girdiğimiz yeni yılda milyonlarca işçiyi derin bir yoksulluk bekliyor.

Sayılarla, oranlarla, hesaplama oyunlarıyla süreçten kazanımla çıkılamayacağı ortadadır. Ülkedeki enflasyon oranlarının hiçbir geçerliliğinin kalmadığı bir dönemde matematik işlemlerine değil mücadeleye ihtiyaç var.

Sermaye, iktidar, sendikal bürokrasi… Hangi taraftan gelirse gelsin tehditlere boyun eğmeyecek, oyunları boşa düşürecek bir mücadele programının belirlenmesi, başta sözleşme kapsamında olan işçiler olmak üzere sınıfın diğer kesimlerini de bu mücadelede taraf olarak örgütlemek kazanıma giden yolu açacak.

Sözleşme sürecinden kazanımla çıkmak işçilerin inisiyatifli bir şekilde doğrudan sürece dahil olarak kararlı grevleri örgütlemekten geçiyor.