Birinci basamak sağlık hizmetlerinin özelleştirmesi yolunda önemli bir adım olan ASM uygulaması bütünüyle kaldırılmalı, sağlık çalışanlarına güvenceli ortamda sağlıklı hizmet verme imkânı sağlanmalıdır.
Sağlıkta Dönüşüm Programı özelleştirme programıydı. Bu program çerçevesinde 14 yıl önce “aile hekimliği” sistemine geçildi. Birinci basamak sağlık hizmetleri aile hekimlerinin sırtına bindirildi ve bu hizmetlerin ticarileştirilmesinde önemli bir adım atıldı. Ticari bir işletmeye dönüştürülen sağlık merkezlerinin mali giderleri aile hekimleri üstünde ek bir baskıya dönüştü.
Sağlık Bakanlığı nüfusa dayalı olarak aile hekimlerine maaş ve cari gider ödemesi yapıyor. Aile hekimleri, bina kirası, tıbbi sekreter, personel maaşları, faturalar, malzeme giderleri, bakım ve tadilat masraflarını kendileri karşılıyorlar. Masraflar arttıkça sağlık merkezinin giderleri karşılanamaz hale geliyor.
Sağlık Bakanlığı ASM’de (Aile Sağlığı Merkezi) yaşanan sorunları çözmek için adım atmak bir yana sorunu daha da derinleştirdi. Aile hekimlerinin “eziyet yönetmeliği” olarak nitelendirdiği “Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği” 1 Kasım’da yürürlüğe sokuldu. Bu yönetmelik sorunu daha da büyüttü.
Yeni yönetmenlik aile hekimlerinin çalışma ve özlük haklarını yok sayıyor. Doktorların teşvik almasını kayıtlı kişilerin yılda en az iki kere ASM’ye gelmesine bağlıyor. Kayıtlı hastaların yılda yediden fazla başka bir sağlık kurumunda tedavi görmesi durumunda ise aile hekimi teşvikten faydalanamıyor.
Yönetmelikle aile hekimlerinin antibiyotik, ağrı kesici ve mide koruyucu ilaçları yazması da zorlaştırılıyor. Eğer hekim bu ilaçları bulunduğu ilin ortalamasının üzerinde bir miktarda yazarsa yaptırım ile karşı karşıya kalıyor.
Teşvik alabilmek için doktorların çalışma saatleri dışında da tansiyon, şeker, obezite vb. hastalıkları düzenli olarak takip etmesi isteniyor.
Ayrıca ASM’lerden artık sağlık raporu da alınabilecek. Ücret karşılığında alınabilecek bu raporun bilimsel olmayacağı açık.
Yönetmelik doktorların iş güvenliğini de ortadan kaldırıyor ve mesleki bağımsızlıklarını yok ediyor.
Aile hekimleri bu yönetmeliğine karşı 5-7 Kasım tarihlerinde iş bırakma eylemi gerçekleştirdiler. Ancak Sağlık Bakanlığı hekimlerin sesini duymazdan geldi. Bunun üzerine hekimler 2-6 Aralık arasında yeniden iş bıraktılar. Yükseltilen talepler arasında “eşit, ulaşılabilir sağlık hakkı” da yer alıyor.
Sağlık emekçilerinin sağlık hizmetlerinde ticarileşmeye karşı mücadelesi elbette haklıdır. Zira yönetmenlik onların nitelikli sağlık hizmeti vermesinin önüne yeni engeller çıkarmaktadır.
Ama asıl mücadele edilmesi gereken, sağlıkta özelleştirme politikalarıdır.
Birinci basamak sağlık hizmetlerinin özelleştirmesi yolunda önemli bir adım olan ASM uygulaması bütünüyle kaldırılmalı, sağlık çalışanlarına güvenceli ortamda sağlıklı hizmet verme imkânı sağlanmalıdır.