“Emek ve direniş ezgileri…”

Mamak İşçi Kültür Evi yıllardır devrimci kültür sanat alanındaki çalışmalarını sürdürüyor. Kültür Evi bünyesinde oluşturulan Müzik Atölyesi de hem devrimci kültür sanat çalışmalarının emekçilere taşınmasında rol oynuyor hem de öz ürünü olan eserlerle işçi sınıfının kültürünün yaratılması çabasına hizmet ediyor. Atölye bileşenleri ile 25 Ocak’ta gerçekleştireceklerl konser öncesinde konuştuk…

25 Ocak’ta “Geçmişten geleceğe emek ve direniş ezgileri” başlığı ile bir konser düzenleyeceksiniz. Konserinizin içeriği ve hedeflerinden kısaca bahseder misiniz?

Yıllardır devrimci kültür sanat ve müzik alanında çalışmalar yürütüyoruz. Bu çalışmalar esnasında temel hedefimiz işçi ve emekçilerin kültür sanat ile devrimci bir temelde buluşmasını sağlamak oldu. Gündemleri değişebilir. Bir gün 1 Mayıs olur, başka bir gün devrimci bir sanatçıyı anmak şeklinde olur, bu değişebilir.

Bu sefer aylar öncesinden bir tartışma yürüterek bir konsept üzerinden içerik belirlemeye çalıştık. Konserin temel şiarından anlaşılacağı üzere geçmiş ile geleceği ortak noktaları üzerinden tartışarak bir repertuvar oluşturduk. Öncelikle geçmişte mücadeleye dair neler yaşanmış, bunları araştırdık. Kesinlikle işlenmesi gereken Anadolu’da yaşanan direnişleri, bunun ardı sıra daha yakın tarihte yaşanan işçi sınıfının mücadelesi ve yaşanmışlıkları üzerine eserler belirlemeyi tercih ettik. Biliyorsunuz, sermaye iktidarının en önemli önceliklerinden biri de işçi sınıfında tarih bilincini yok etmek, olduğu kadarıyla da kendi gerici tarih anlayışını ona empoze etmektir. Bunun bir tamamlayıcısı olmak üzere gelecek-toplumsal kurtuluşa dair de derin bir umutsuzluk yaymaktır. Bu durumda biz konserimizin bir tamamlayıcısı olarak geçmişte yaşanmış olmasına rağmen, geleceği temsil etmek üzere işçi sınıfının görece başarıya ulaşmış deneyimleri üzerinden hareket ettik. Bunun en öncelikli başlıklarını Ekim Devrimi ve Paris Komünü oluşturdu. Bu iki temel deneyim üzerine eserler ile de umuda işaret etmek üzerinden repertuvarı tamamladık.

Tabi buradaki temel amacımız -başta belirttiğimiz gibi- işçi ve emekçilerde devrimci bir kültürü var edebilmek adına küçük bir adım atmaktır. Tabii ki şunun bilincindeyiz: Aslolan damlaların sürekliliği… Yani bu çalışmalarımızı sık sık emekçilerle buluşturmaktır.

Eserlerin seçimini ve konser hazırlığını yaparken nelere dikkat ediyorsunuz, kısaca konser ön çalışmasından bahseder misiniz?

İlk sorunun sonunda söylediğimiz şey aslında bu sorunun yanıtının başlangıcıdır. Çalışmalarımızda sürekliliğe, disipline ve kolektif bir işleyişe son derece dikkat ediyoruz. Biz kendimizi “atölye” olarak tanımlıyoruz. Sürekli bir araya gelerek birbirimizden hem müzik tekniği anlamında hem de devrimci kültür sanat birikimi anlamında öğreniyoruz.

Bu disiplini -her etkinlikte olduğu gibi- bu konserin ön çalışmasında da var etmeye dikkat ediyoruz. Bu sadece “iyi bir çalışma” yürütmek için değil, başta kendimiz olmak üzere devrimci kültür sanatı gün be gün yaşamımızın bir parçası olarak üretmek için önemlidir. Tabii ki bu esnada güncel saldırılar karşısında da direnişlerde de bu sayede organik olarak yer alma imkânı buluyoruz. En azından ilde olduğu kadarıyla direnişlere desteğe gidiyoruz. Öğretmenlerin, maden işçilerinin direnişinde gösterdiğimiz dayanışma bunun örnekleridir.