“Babalar gibi satanlar”ın yeni adresi…

Çayırhan işçilerinin haklı mücadelesi gelinen yerde yalnızca sermaye ve iktidara karşı değil. Sendikal bürokrasinin oyalayıcı, yorucu, yıpratıcı girişimlerini boşa düşürmek de Çayırhan işçilerinin önünde önemli bir görev olarak duruyor.

Ne zaman kamuya ait bir işletmenin yerli ya da yabancı sermayeye “özelleştirme” adı altında peşkeş çekilmesi gündeme gelse, hep aynı yalanlar sıralanır. Burjuva basın söz konusu işletmelerin nasıl da zarar ettiğine dair haberlerle dolar taşar. Sonra, kimlere peşkeş çekileceği çoğu zaman önden belli olan işletmeler şovlar eşliğinde yeni sahiplerine devredilir. Zarar eden işletmelerin kim tarafından hangi amaçlarla zarar ettirildiği soruları sorulmaz. Yok pahasına değeri biçilen işletmelerin satışıyla elde edilen kaynağın gerisin geri sermayeye teşvikler olarak döneceği söylenmez. Ötesi bellidir. Özelleştirilen işletmede mücadele içinde kazanılmış işçi hakları hızla budanır. İşten çıkarmalar ve hak gaspları başlar.

Bugüne kadar yapılan özelleştirmelerin sonuçları hep bunlar oldu. Sata sata bitiremediği işletmelerden arkada bir şey bırakmak istemeyen AKP’nin gözü şimdi de Çayırhan Termik Santrali’nde.

***

Ankara’da bulunan Çayırhan Termik Santrali, Türkiye’nin önemli enerji üretim tesislerinden biriyken, “zarar ediyor” gerekçesiyle özelleştirme sürecine dahil edildi. Çayırhan’ı lojman ve maden sahaları ile birlikte 2,5-3 milyar liraya satmak istiyorlar.

Ancak tesis yılda 3,5 milyar lira kâr ediyor. 800 milyon lira değerinde 800 adet lojmanı var. 100 milyon ton kömür rezervi ve geniş arsaları olan santralin toplam değeri 25 milyar olarak hesaplanıyor. Buna rağmen termik santralin 2,5-3 milyara satılacağı söyleniyor. Ülkenin doğal kaynaklarını talan eden Cengiz ve Limak kapitalistleri, satın almak için sırada bekleyen açgözlüler arasında.

Kazanılmış haklarına göz dikilen, işsizlik tehdidiyle karşı karşıya kalan işçiler, geçen yıl Kasım ayında kendilerini madene kapatıp fiili grev yoluna gitmişlerdi. Özelleştirme ihalesinin 2025 yılının Mart ayına ertelenmesi üzerine eylemlerine ara veren işçiler, bir-iki madde dışında herhangi bir değişikliğin yapılmadığı bu satıştan geri adım atılmaması üzerine geçtiğimiz haftalarda yeniden Ankara yürüyüşüne başladılar. Özelleştirmenin ertelendiği 4 Mart gününe kadar Özelleştirme İdaresi binası önünde eylemlerine devam edecek olan işçiler, özelleştirmeye karşı mücadeleyi sürdüreceklerini açıkladılar.

Geçmişte bugüne artarak süren özelleştirme saldırıları sonucu işçi sınıfının kazanılmış haklarında ciddi kayıplar yaşandı. Kamu işçilerinin sendikal hak ve özgürlükleri tırpanlandı.

Çayırhan işçilerinin haklı mücadelesi gelinen yerde yalnızca sermaye ve iktidara karşı değil. Sendikal bürokrasinin oyalayıcı, yorucu, yıpratıcı girişimlerini boşa düşürmek de Çayırhan işçilerinin önünde önemli bir görev olarak duruyor.