Biz iktidarın eşitlik, adalet isteyenleri cezaevlerine doldurup canice yöntemlerle cinayet işleyenleri affetmesine şaşırmıyoruz. Bu durumu mevcut iktidarın hangi zihniyetin temsilcisi olduğunun yeni bir göstergesi sayıyoruz. Bu zihniyet sökülüp atılıncaya değin mücadele etmeye devam edeceğiz. Bir gün bu düzenle birlikte onun adalet anlayışını da ait olduğu yere, tarihin çöplüğüne göndereceğiz.
Özgürlük, adalet ve yaşanabilir bir gelecek isteyen öğrenciler haklı ve meşru gösteriler nedeniyle tutuklanıyor. Saray rejiminin sözcüleri ve iktidarın ortağı Bahçeli gösterilere katılanlara ateş püskürüyor, “Hesabını soracağız” diyor. Bu sırada Erdoğan, Hizbullah davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Şehmus Alpsoy ve Hamit Çölü’nün cezalarını “sürekli hastalık” gerekçesiyle “affediyor”. Halk hareketini bastırmak için neredeyse tüm ülkede gözaltı terörü estiren ve tutuklama furyası başlatan saray iktidarı bir yandan da canice cinayet işleyenleri serbest bırakıyor.
Hizbullahçıların salıverilmesinin bahanesi ise “sürekli hastalık”. Oysaki ölüm sınırında olan onlarca hasta mahpus sağlık hizmetlerinden mahrum bırakılmış bir şekilde şu anda cezaevlerinde tutuluyor ve bunların salıverilmemesi için iktidar her şeyi yapıyor.
Gözaltına alınan öğrencilere ve diğer tutuklulara işkence yapıldığı Baro, TTB ve ÇHD gibi kurumlar tarafından açıklanıyor.
Yaşananlar saray hukukunun nasıl işlediğini gözler önüne seriyor.
Biz iktidarın eşitlik, adalet isteyenleri cezaevlerine doldurup canice yöntemlerle cinayet işleyenleri affetmesine şaşırmıyoruz. Bu durumu mevcut iktidarın hangi zihniyetin temsilcisi olduğunun yeni bir göstergesi sayıyoruz. Bu zihniyet sökülüp atılıncaya değin mücadele etmeye devam edeceğiz. Bir gün bu düzenle birlikte onun adalet anlayışını da ait olduğu yere, tarihin çöplüğüne göndereceğiz.