“Dost sohbet”lerinde adı anılan Erdoğan…

Halkların kanları ve gözyaşları üzerinden iktidarlarını sürdürenler, dost sohbetlerinde birbirlerinden övgüyle bahsediyorlar. Farklı dilleri konuşsalar da aynı kirli ilişkilerin ve sermayenin ortak çıkarlarının tarafındalar.

Donald Trump İsrail Başbakanı Netanyahu ile görüşürken, her ne hikmetse Erdoğan’dan bahsediyor. Bu üçlü şimdilik bir araya gelmese de adlarının bir araya gelmesinin bir anlamı olmalı. Ortadoğu’da akan her damla kanda rolü bulunan bu üçlü, kendileri zaman zaman aksini söyleseler de aslında iyi anlaşıyorlar. Dost sohbetlerinde birbirlerinden bahsetmeden edemiyorlar.

Trump, Suriye’de gerici çetelerin Şam yönetimini ele geçirmesinin Erdoğan’ın işi olduğunu kendisini tebrik ederek dillendiriyor. IŞİD artığı cihatçı çetelerin zaferinde pay sahibi olmak ancak Erdoğan ve Trump gibilerinin tebrik edebileceği bir konu olmalı zaten. Sizce de bu övgü çok şey anlatmıyor mu?

Konuşmanın devamında Trump Erdoğan ile çok iyi ilişkileri olduğunu söylüyor. İsrail’in Suriye konusunda veya bölgede Türkiye ile yaşayabileceği gerilimleri çözebileceğini de ekliyor. Rahip Brunson örneğini vererek, esasında “Türkiye ve Erdoğan biz ne istersek yapar” demeye getiriyor. Zira, Brunson’u hiçbir şekilde iade etmeyeceklerini söylemesinin üzerinden sadece birkaç gün geçtikten sonra, ABD’nin yaptırım kararının ardından iadesi gerçekleşti. Bu, Türkiye’nin iplerinin ABD’nin elinde olduğunun çok somut bir göstergesi olmuştu. Bugün de durum farklı değil. Trump Erdoğan’ı överken, iplerinin elinde olduğunu söylüyor aslında.

Halkların kanları ve gözyaşları üzerinden iktidarlarını sürdürenler, dost sohbetlerinde birbirlerinden övgüyle bahsediyorlar. Farklı dilleri konuşsalar da aynı kirli ilişkilerin ve sermayenin ortak çıkarlarının tarafındalar.