İhanete geçit vermeyelim!

Kamu TİS’lerinde tutulan anlaşmazlık tutanaklarının grevle taçlanması için mücadele etmek sendika ağalarının boyunu aşar. Bunun için kamu işçisi inisiyatifi kendi eline almalıdır. Halen geç kalınmış değildir. Grev komiteleri oluşturularak, devam eden sözleşme sürecine müdahil olmalıdır. Sürecin grevle taçlanması için sendika ağaları kuşatılmalıdır. Bu kuşatma ihanetin panzehridir. Bu noktada ilerici-öncü işçilere büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. Bu görev ve sorumlulukları layıkıyla yerine getirmek, sınıfa karşı sorumluluğun temel gereklerinden biridir.

Kamuda 600 bin çalışanın Toplu İş Sözleşmesi (TİS) süreci başladı. Türk-İş ve Hak-İş işçileri temsilen masaya oturdu. Masanın diğer tarafında ise AKP iktidarının temsilcileri var. Anlaşma sağlanırsa TİS çerçeve protokolü imzalanacak. Böylece 2025 ve 2026’da kamu işçilerinin alacağı ücretler belirlenmiş olacak.

Kamu sözleşmelerinde hâlâ AKP iktidarının sunacağı teklif bekleniyor. AKP iktidarından ses yok! Türk-İş ve Hak-İş ağaları da sessizler!

AKP iktidarı asgari ücretli ve emekli milyonları sefalet artışına mahkûm etti. Kamu TİS’lerinde de sefaleti dayatıyor. Ücret artışını düşük tutmayı, böylece krizin faturasını işçi sınıfı ve emekçilere ödetmeyi hedefliyor. Aynı zamanda çalışma sürelerini artırmak istiyor. Hafta sonu tatilinin kısaltılması, mesai ücretlerinin düşük tutulması gibi saldırıları da dayatıyor.

TİS süreci Türk-İş ve Hak-İş üyesi yaklaşık 600 bin kamu işçisini etkileyecek. Bu süreçte sendika ağaları AKP iktidarının sefalet sözleşmesi dayatmasına karşı, üyelerinin emeğini korumak için ne yapıyorlar? Talepleri sıralıyorlar ama kazanmak için mücadeleye dair tek kelime etmiyorlar. Sözde uzlaşmazlık tutanakları tutarak göz boyamaya çalışıyorlar.

Talepleri yüksekten açan sendika ağalarının mücadele gibi bir sorunları bulunmuyor. Diyalog içinde sorunları çözmek istiyorlar. Toplu sözleşmeleri kapalı kapılar ardında yapılan kirli pazarlıklar sonucunda imzalamaya hazırlanıyorlar. Kamu işçisi mücadele etmezse, sendika ağaları bir kez daha ihanet sözleşmesini imzalayacaklar.

Sendika ağalarının önerdiği sözleşme maddelerinin büyük bir bölümü işçi sınıfını doğrudan ilgilendiriyor. Geçmiş kayıpların giderilmesini ise kısmen içeriyor. İşçi sınıfı açısından önemli olan birçok talep, öneriler listesinde bulunuyor. Ama biliyoruz ki, sözleşme masalarında bunların hiçbir önemi ve yeri olmayacak. Çünkü basınç uygulanmazsa, o masalarda oturan Türk-İş ve Hak-İş şefleri bir kez daha satış sözleşmelerine imza atacak.

Kamu TİS’lerinde tutulan anlaşmazlık tutanaklarının grevle taçlanması için mücadele etmek sendika ağalarının boyunu aşar. Bunun için kamu işçisi inisiyatifi kendi eline almalıdır. Halen geç kalınmış değildir. Grev komiteleri oluşturularak, devam eden sözleşme sürecine müdahil olmalıdır. Sürecin grevle taçlanması için sendika ağaları kuşatılmalıdır. Bu kuşatma ihanetin panzehridir. Bu noktada ilerici-öncü işçilere büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. Bu görev ve sorumlulukları layıkıyla yerine getirmek, sınıfa karşı sorumluluğun temel gereklerinden biridir.