Söz konusu sermaye olunca “U dönüşü” kaçınılmazdır!

AKP’nin TÜSİAD’la olan ilişkisi de hep böyle “kaliteli” olmuştur. Aynı safta yer alanlar zaman zaman kardeş kavgasına tutuşsa da işçi sınıfının karşısında her daim kenetlenirler.

Geçtiğimiz aylarda TÜSİAD Genel Kurulu’nda yapılan konuşmalarda adaletsizlikler, seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması, tutuklanması, belediyelere kayyım atanması eleştirilmişti. Elbette, TÜSİAD’ın işçi ve emekçiler için demokrasi, adalet istemediği açıktı. Onların tek derdi, sömürü düzenlerinin sorunsuz devam etmesiydi. Onlar kendilerine kadar demokrasi isterler. Kendi söz haklarının kısıtlandığını düşündükleri yerde harekete geçerler. Bu çıkışın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan TÜSİAD’a “haddinizi bileceksiniz” diyerek tehdit savurmaktan geri durmamıştı. TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras gözaltına alınmış ve yurtdışı çıkış yasağı getirilmişti.

TÜSİAD’ın bu çıkışını cevapsız bırakmayan AKP-MHP iktidarı, TÜSİAD davasının ilk duruşmasından (20 Mayıs) önce harekete geçti. AKP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekçi, TÜSİAD Başkanı Orhan Turan’ı ziyaret etti. “Gözaltı şeklini, yurtdışı çıkış yasağını doğru bulmuyoruz. Kimseye küs olamayız, olamayız.” dedi. Elbette küs olamazlar. Çünkü onlar kardeştir, sınıf kardeşidir. Saray rejimi sermaye sınıfının desteği olmadan koltuğunu koruyamayacağını biliyor. Sermaye sınıfı ise AKP’ nin kendisine sağladığı rant ve kârdan memnun olduğu için onun hoyratlıklarını sineye çekiyor. 

Bu yüzden arada çıkar çatışmaları yaşıyor olsalar da her daim ortak çalışmanın zeminlerini koruyorlar. Zeybekçi bu ortak çalışmaları şöyle aktarıyor:

“Biz zaten geçen sene bu günlerde TÜSİAD’la çok muhteşem bir çalışma yaptık. Biz aralık ayında, martta, nisanda üç defa çok önemli bir çalışma yaptık saatlerce, hatta günlerce. Sonra o çalışmaları toparladık, geldik burada tekrar düzenledik. Eleştirileriniz ne, çözüm önerileriniz neler, eksiler artılar nedir, yanlışlar ne, önümüzdeki dönemle ilgili gerek Meclise sunulacak gerekse iktidarın çalışmalarında dikkate alınacak temennileriniz nelerdir? Biz bu çalışmayı 28 civarında sivil toplum kuruluşu ile yaptık. Ama şunu itiraf edeyim, en kaliteli, ‘efradını cami ağyarını mâni’ dediğimiz çalışmayı ben TÜSİAD’tan aldım.”

AKP’nin TÜSİAD’la olan ilişkisi de hep böyle “kaliteli” olmuştur. Aynı safta yer alanlar zaman zaman kardeş kavgasına tutuşsa da işçi sınıfının karşısında her daim kenetlenirler.