Aroma işçisi örgütlü mücadele ile kazanacak!

Aroma işçisi direnişe başlarken bir gerçeğin altını kalınca çizmişti: “Bu fabrikada işçi dayanışması vardır!” demişti. İşte o dayanışmanın gücü ve mücadele kararlılığı mutlaka kazanacak! Kaderini kapitalistlerin ve sendika ağalarının iki dudağı arasına bırakmamak için bir adım atan Aroma işçileri, yaşananlardan çıkardığı derslerle örgütlenmeye ve mücadeleye devam edecek!

Bursa’da Aroma işçileri 26-27 Mayıs tarihlerinde iki gün boyunca halihazırda ödenmeyen alacakları ve sendika yönetimi ile kayyım arasında imzalanan protokolün iptal edilmesi talebiyle iş bırakma eylemi gerçekleştirdiler.

Aroma işçisinin haklı talebinin ve onurlu duruşunun karşısına ise herkesten önce Tekgıda-İş yöneticileri, hatta bizzat sendika “genel başkanı” Mustafa Türkel dikildi.

Aroma işçilerinin direnişe geçmesinin ardından bir yazılı açıklama yapan Türkel; şirketin yaptığı döviz kredili yatırımları, şirketin yanlış yönetim politikalarını anlatıp Aroma işçisine “sefalete boyun eğme” çağrısı yaptı. Herhalde Aroma kapitalistinin kendisi konuşsa ancak bu kadar konuşabilirdi!

Ama Mustafa Türkel bir sendika başkanı. Aroma işçisinin üyesi olduğu Tekgıda-İş Sendikası’nın genel başkanı. Ve şirketin yanlış yönetim politikalarının, yaşadığı ekonomik sıkışmaların sorumlusunun işçiler olmadığını da en iyisi kendisinin biliyor olması gerekir.

Aroma kapitalisti servetine servet katarken işçisine ne vermiş ki, dar boğaza düştüğünde işçisinden fedakârlık istiyor. Ve işçinin hakkını koruması gereken sen, Mustafa Türkel, hangi cüretle işçinin onay vermediği bir protokole onlar adına “evet” diyebiliyorsun? Genel başkanlığını yaptığın sendikanın üyesi olan işçileri protokolü kabul etmedikleri koşullarda işten atılacaklarını söyleyerek tehdit edebiliyorsun?

Şirketin borç ödeme planlamasını yapmanın senin işin olmadığını biz de biliyoruz, sen de biliyorsun! Eğer kardeş bildiğin Aroma kapitalistinin tekrar ayağa kalkmasını bu kadar dert edindiysen, birilerinden fedakârlık yapmasını isteyeceksen o fedakarlığı git Aroma’nın alacaklı şirketlerinden iste! Ama, ondan da önce bir sendika genel başkanı olarak senin görevin işçi alacaklarının her koşulda öncelikli olması için mücadele etmek. Bunu unutma! Önce Aroma işçisi alın terinin karşılığı olan, hak ettiği ücreti alacak; ondan sonra kalan borçlarını ödeyecek. Birileri fedakârlık yapacaksa TMSF’nin kayyım yöneticileri gidecek, alacaklı şirketleri fedakârlık yapmaya ikna edecek. Aroma işçisi en meşru bir şekilde haklarını talep ederken işçinin karşısına geçip fabrikaya polis çağırmakla, tazminatsız işten atmakla tehdit edemeyecek!

Açık ki, TMSF’nin kayyım yöneticileri bu cüreti Türkel’in iş birlikçi tavrından aldılar. Türkel, “Umuyoruz bu zor günleri birlikte aşar, geleceği birlikte şekillendiririz. Ya da işçiler üretmeme hakkını kullanarak fabrikanın kapısına kilit vurabilir.” diyerek bir patron edasıyla Aroma işçisini işsizlikle tehdit edince onlar da tehdidin tonunu artırdılar.

Aroma işçileri bu gelişmelerin ardından aldıkları ortak kararla iş durdurma eylemini bitirdiler.

Ama Aroma işçisi direnişe başlarken bir gerçeğin altını kalınca çizmişti: “Bu fabrikada işçi dayanışması vardır!” demişti. İşte o dayanışmanın gücü ve mücadele kararlılığı mutlaka kazanacak! Kaderini kapitalistlerin ve sendika ağalarının iki dudağı arasına bırakmamak için bir adım atan Aroma işçileri, yaşananlardan çıkardığı derslerle örgütlenmeye ve mücadeleye devam edecek!