Kamu sözleşmeleri ve Hak-İş’in tutumu!

“Kamu işçileri TİS’lerden kazanımla çıkmak ve ihaneti engellemek için fiili eylem süreçlerini örgütlemelidir. Her aşamada inisiyatifi ellerinde tutmalı, sendika ağalarına nefes aldırmamalıdır.”

Hak-İş Konfederasyonu Başkanlar Kurulu toplandı. 2025 yılı Kamu Çerçeve Anlaşma Protokolü sürecini değerlendirdi. Hak-İş ağaları Türk-İş ağalarıyla birlikte sundukları ortak satış tekliflerinin yeterli olduğunu savunuyorlar. Tam bir arsızlıkla, “İşçi konfederasyonları tarafından sunulan teklifte, ağır geçim koşullarına karşı mevcut hakların güçlendirilmesi ve yeni sosyal hakların tanınması talep edilmiştir” diyorlar.

Bu açıklama kamu işçilerinin Hak-İş ağalarının umurunda olmadığının göstergesidir. Aynı zamanda AKP iktidarına olan bağımlılıklarının da ifadesidir. Zira AKP iktidarı, Hak-İş’in kamuda örgütlenmesi için sınırsız destek verdi. Bu sayede Hak-İş on binlerce yeni üye kazandı.

Hak-İş’in teklifinde kamu işçilerinin ücretlerinin yoksulluk sınırına çıkarılması yok! Vergi dilimlerinin sabitlenmesi yok! Eşit işe eşit ücret yok! Sosyal yardımların ENAG enflasyonu oranında artırılması yok! Buna rağmen Hak-İş Başkanlar Kurulu yaptığı açıklamada, “mevcut hakların güçlendirilmesi ve yeni sosyal hakların tanınması talep edilmiştir” yalanına sarılıyor.

Hak-İş 2025 yılı Kamu Çerçeve Anlaşma Protokolü’nün çalışanların beklentilerini ve taleplerini karşılayacak şekilde sonuçlandırılmadığı koşullarda ne yapacaklarına dair tek bir eylem sözcüğü kullanılmıyor. Grev silahını kullanacağına dair göstermelik de olsa tek bir cümle kurmuyor. Kısacası kamu işçisine ihanet etmeye hazırlanıyor.

İhaneti engellemek için mücadeleye!

Kamu işçileri kaderlerini sendika ağalarına bırakmamalıdır. Talepleri için mücadeleyi büyütmeli, greve hazırlanmalıdır. İşyeri komiteleri, şube ya da bölgeler arası ortak mücadele platformları yoksa zaman geçirmeden kurulmalıdır.

Kamu işçileri öncelikle tabanda birliğini kurmalıdır. Zira belirleyici olan kamu işçisinin taban örgütlülüğünü örmesi ve mücadeleye hazır olduğunu muhataplarına göstermesidir.  

Kamu işçileri TİS’lerden kazanımla çıkmak ve ihaneti engellemek için fiili eylem süreçlerini örgütlemelidir. Her aşamada inisiyatifi ellerinde tutmalı, sendika ağalarına nefes aldırmamalıdır.

Saray iktidarı ve sendikalara çöreklenmiş bulunan ihanet şebekeleri, örgütlü ve greve hazır kamu işçilerini karşılarında görmedikleri sürece, sefalet ücretini pervasızca dayatmaya devam edeceklerdir. Bu dayatmaların panzehiri ise işçi sınıfının eylemlerle, direnişlerle, grevlerle sınıf mücadelesini büyütmesidir.