“İnsanca yaşamak en çok biz emekçilerin hakkı ancak bu düzende kimse bunu bizim için sağlamayacaktır. Onlar sefaleti dayatıyorsa biz de mücadeleyi seçmeliyiz. Susmak ve boyun eğmek köleliği ve sefaleti kabul etmektir. Yapacak çok şeyimiz var. Yeter ki bir araya gelelim. Bu sefalet ücretine mahkûm değiliz. Bulunduğumuz her alanda hakkımız olanı almak için harekete geçelim.”
Sarayda sefa sürenler, milyonlarca işçinin önümüzdeki yıl için alacağı asgari ücreti belirlediler. Bunu da komisyonu saraya çağırarak yaptılar. Zaten işlevsizliği ayyuka çıkmış Asgari Ücret Tespit Komisyonu kendi toplantı tarihini bile tespit edemedi ki asgari ücreti tespit etsin. Etse bile işçi ve emekçilerin temsil edilmediği, gerçek taleplerinin yer almadığı bir masadan bizlere sefaletten başka bir şey çıkmasını bekleyemezdik zaten. Öyle de oldu…
Emeğimize el koyanlar ile işbirlikçileri her yıl olduğu gibi bir araya gelip Erdoğan’ın katkılarıyla sefaletimizin düzeyini belirlediler. Erdoğan, yaptığı çağrıyla birkaç saat içinde komisyon üyelerini bir araya getirip son noktayı koydurttu. 2024 yılında dakikada 23 bin lira harcama yapacak olan sarayda, milyonların alacağı ve emeğiyle geçinen herkesin ücret düzeyini bir şekilde belirleyen yeni sefalet ücreti 17 bin 2 lira oldu.
Geçen yıla göre yüzde 100 zam yapılmasıyla övünenler, gerçek enflasyon rakamlarını görmezden geliyorlar. Gerçek enflasyon en az yüzde 130’dur. Bizleri enflasyona ezdirmediklerini söyleyenlerin sözleri TÜİK rakamları kadar gerçeği yansıtıyor.
Erdoğan sosyal medyadan paylaşırken, komisyon bileşenleri bakanlıkta kamera karşısına geçip açıklama yapmayı ihmal etmediler. Sefalet ücretinin 700 lirasını da vergilerimizden karşılanacak olan devlet desteği oluşturuyor. Bizlere sefalet ücreti düşerken, sermaye ise desteğini yine artırarak almaya devam edecek.
Günlerdir yandaş medyada tartışılan ve tartıştırılan rakamlar işçileri en azına razı etmek için algı operasyonu niteliğindeydi. Yüzde 30 zam olsa 14.800 oluyor hesapları yapılırken, “Hükümet 17 bin lirayı zorluyor” denilerek milyonlar sefalet ücretine razı edilmeye çalışıldı.
Tescilli işçi düşmanı Türk-İş ağaları dut yemiş bülbül gibi “Açlık sınırının altını kabul etmeyiz” dışında ne bir şey dediler ne de bir eylemde bulundular. Asgari ücret açıklandıktan sonra yarım ağızla 18 bin önerdiklerini öğrenebildik. Bir de belirlenen sefalet ücretine şerh koymuşlar. Bin lira daha olsa sefaletten kurtulacaktık sanki.
Şu anki açlık sınırını kıl payı geçen yeni sefalet ücreti Şubat 2024’te elimize geçene kadar eriyip gidecek. Yıl içinde de hepten yok olacak. Bunu zaten bütün emeğiyle geçinenler biliyor. Bilmekten de öte yaşıyor.
İnsanca yaşamak en çok biz emekçilerin hakkı ancak bu düzende kimse bunu bizim için sağlamayacaktır. Onlar sefaleti dayatıyorsa biz de mücadeleyi seçmeliyiz. Susmak ve boyun eğmek köleliği ve sefaleti kabul etmektir. Yapacak çok şeyimiz var. Yeter ki bir araya gelelim. Bu sefalet ücretine mahkûm değiliz. Bulunduğumuz her alanda hakkımız olanı almak için harekete geçelim.
