“AKP iktidarının şefi Tayyip Erdoğan Murat Kurum’la beraber İstanbul’da “muradına” erer mi bilinmez, ama işçi ve emekçiler için bunun bedelinin ağır olacağı kesin.”
AKP iktidarı geçtiğimiz yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesini CHP’li müteahhit Ekrem İmamoğlu’na kaptırmıştı. Kâr ve rantın en yüksek olduğu kent olan İstanbul’u yeniden almak hevesi taşıyan Tayyip Erdoğan, yerel seçimlerde AKP’nin adayı olarak Murat Kurum’u gösterdi. Murat Kurum, tepeden tırnağa yolsuzluğa batmış AKP iktidarı için en “ideal” isimlerden biri. Bir önceki dönem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olan Kurum, 2005’ten itibaren Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nda (TOKİ) bürokrat, 2009-2018 yılları arasında ise TOKİ iştiraki Emlak Konut GYO AŞ’de genel müdür olarak görev yaptı.
Murat Kurum’un icraatlarına daha yakından bakalım:
Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na adaylığını koyduğu anda ilk vaadi “deprem sorununu çözmek” oldu. Oysa başta 6 Şubat depremi olmak üzere deprem yıkımlarının ve önümüzdeki dönemde olası depremlerde yaşanacak felaketlerin sorumluluğunu bizzat taşıyanlardan biri. Zira görev yaptığı dönemlerde aynı zamanda imar faaliyetlerinden sorumluydu. Bu dönemde deprem riskinin önlenmesi ve sağlıklı bir kentleşme için programlar çıkartılması bir yana, “imar barışı” adı altında yapılan aflarla kentler deprem riskine açık hale getirildi. Sağlam yapılar yapılan eklerle sorunlu hale geldi, kaçak yapılar teşvik edildi. 6 Şubat depreminde yıkılan binaların pek çoğunun imar affı ile “yenilenen” binalar olduğu düşünüldüğünde, Kurum’un buradaki sorumluluğu daha net görülecektir.
Bu dönemde, imar affının yanı sıra dolgu alanlarına, tarım arazilerine, yapı yasağı olan bölgelere, vadilere vb. imar izni verilerek yeni rant alanları açıldı, sağlıksız bir kentleşme yaratıldı.
Kanal İstanbul projesi, Salda Gölü’nün yapılaşmaya açılması, çeşitli bölgelerde maden arama çalışmaları, rant ve kâr için doğanın yok edilmesinde sınır tanınmadığının da göstergeleri oldu.
Kurum’un geçmiş dönem görev yaptığı bakanlığın alt başlıklarından biri de çevre… Çeşitli Avrupa ülkelerinin plastik çöplerinin Adana’ya yığılmasında, böylece Türkiye’nin Avrupa’nın çöplüğü haline gelmesinde de Kurum’un imzası var. Ancak çöpleri hammadde olarak tanımlayacak kadar da arsız olduğunu ekleyelim.
Murat Kurum, geçmiş dönemde çalıştığı kurumlarda ve bakanlık döneminde, sermayeyi palazlandıran, inşaat şirketlerini ihya eden bir rol oynarken, AKP iktidarı içindeki konumunu da her geçen gün güçlendirdi.
AKP iktidarının şefi Tayyip Erdoğan Murat Kurum’la beraber İstanbul’da “muradına” erer mi bilinmez, ama işçi ve emekçiler için bunun bedelinin ağır olacağı kesin.
