“İnsan yaşamının esas alınmadığı, denetimlerin kâr amaçlı özel şirketlerce değil, kamu hizmeti olarak meslek odaları ve bağımsız denetçilerle yapıldığı bir işleyiş olmadan böylesi kazalar ve ölümler yaşanmaya, gerçek sorumlular ise birbirini suçlamaya, güçlü olan kendini aklamaya devam edecektir.”
Antalya Tünektepe’de bir teleferik kazası oldu. İçinde 8 kişi olan bir kabin düştü ve bir kişi can verdi. İhmalleri tartışmak, belediye ve devlet yetkililerinin kendi sorumluluklarını ortaya koyması gerekirken herkes suçu başkasına atma yarışına girdi. Biraz dürüst olun. Önce kendi yanlışınızı, sorumluluğunuzu, ihmallerinizi ortaya koyun.
Teleferiği CHP’li Antalya Büyükşehir Belediyesi işletiyor ama yapımı 2017 yılında AKP’li belediye döneminde tamamlanmış. Denetimleri yapan firma da hiç değişmemiş. Peki, belediye aradan geçen 7 yılda bu işin doğru yapılıp yapılmadığını hiç mi denetlememiş? Bu aynı zamanda bakanlığın sorumluluğu, denetimi yapan firmaya sertifikayı bakanlık veriyor. Kendisi denetim, bakım işini bu özel firmaya vermiş, “gerisi beni ilgilendirmez” diyor kabaca.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ise “Bahse konu şirketin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından teleferiğin bakımını yapmak üzere onaylanması veya sertifikalandırılması söz konusu değildir” açıklamasını yapıyor.
Peki kim ya da kimler bu kazanın sorumlusu? Sen değilsin, o değil… Yine mi “kader” diyeceksiniz? Teleferiği işleten ve bakım ve onarımından sorumlu firmaların sorumluları ve çalışanlarından 13 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Demek ki sadece onlar sorumlu… Bütün iş cinayetlerinde, işçi ölümlerinde, doğal afetlerde ve kazalarda olduğu gibi suçu birbirlerinin ve birilerinin üzerine atarak sıyrılmaya çalışacaklar yine.
Havada asılı kalan 24 kabindeki 168 kişinin 23 saatte yere indirilmesini de başarı olarak sunuyorlar.
İnsanların halen kurtarılamadığı saatlerde de birbirlerini suçlamaktan geri durmuyorlar.
Kâr, rant, yağma politikaları var olduğu sürece böylesi kazalar kaçınılmazdır.
İnsan yaşamının esas alınmadığı, denetimlerin kâr amaçlı özel şirketlerce değil, kamu hizmeti olarak meslek odaları ve bağımsız denetçilerle yapıldığı bir işleyiş olmadan böylesi kazalar ve ölümler yaşanmaya, gerçek sorumlular ise birbirini suçlamaya, güçlü olan kendini aklamaya devam edecektir.
