New York’ta seçimleri “sosyalist” aday kazandı

Mamdani’nin bu zaferi ne ABD’nin saldırgan emperyalist politikalarını etkileyebilir ne de sömürü ve soygun düzeninde bir değişiklik yaratabilir. Eğer vadettiği programı sabote etme girişimlerinin üstesinden gelebilirse, New York’un emekçileri, göçmenleri, ezilenleri ve yoksullarının yaşamı bir nebze kolaylaşır.

4 Kasım’da ABD’nin en büyük kenti New York’ta belediye başkanlığı seçimleri yapıldı. Hint asıllı, Uganda doğumlu “sosyalist” ve “şii-müslüman” aday Zohran Mamdani açık farkla seçimleri kazandı. Oyların yüzde 50’sinden fazlasını alan Mamdani, rakibine 9 puan fark attı. Eski New York valisi olan rakip aday Andrew Cuomo ise oyların yüzde 41,6’sını alabildi.

Mamdani’nin zaferi bir tarafta sevinç diğer tarafta öfke yarattı. En çok öfkelenen kişi ABD Başkanı ve soykırımcı İsrail’in bir numaralı hamisi Donald Trump oldu. AKP şefi Erdoğan’ın İstanbul belediye seçimlerine müdahale edip hezimete uğraması gibi, Trump da seçimlerde taraf olmuş ve yenilgiye uğramıştır. İlk andan itibaren Mamdani ve ekibini tehdit etmiş, belediyenin iş yapmasını sabote edeceğini ilan etmiştir.

Öfkeli olan sade Trump değildi. Tel Aviv’deki soykırımcı Netanyahu, Yahudi lobisi, New York’un dolar milyarderleri ve bunların medyadaki tetikçileri de esaslı bir şamar yediler. Kuşkusuz tümü de Mamdani’nin iş yapmasını baltalamak için hazırlıklara başladılar.

Mamdani’ye cephe alanlar ABD’nin en zengin ve en küstah kesimini oluşturuyor ve Gazze’deki soykırıma tam destek veriyor.

Seçim öncesinde ABD’deki sermaye beslemesi medya da seferber edildi. Yalana, çarpıtmaya, iftiraya dayalı bir kampanya yürütüldü. Mamdani’nin New York’ta “komünist yönetim” kuracağı, Yahudileri öldüreceği (oysa Yahudi gençlerin yüzde 60’tan fazlası ona oy verdi), Hamas militanlarını belediyede işe alacağı vb. yalanlara dayalı kampanya için yüz milyonlarca dolar harcandı. Buna rağmen sonuç hezimet oldu.

***

Henüz 34 yaşında olan Mamdani ve arkadaşlarının başarısı dikkate değer. Bu sonucun alınmasında elbette birçok etken var. Ancak asıl mesele, giderek derinleştirilen sosyal sorunlar konusunda verdiği vaatlerdir. New York finans kapitalin merkezidir. Ama bu kentte sınıflar arasındaki uçurum alabildiğine derinleşmiş durumda. Yoksullar, göçmenler, siyahiler, kadınlar, gençler ağır sosyal sorunlar yaşıyorlar. 

Kendisi de sosyalist bir göçmen olan Mamdani bu temel sorunları dile getirmekle kalmadı, belediye imkanları elverdiği ölçüde sorunları hafifletme sözü verdi. Barınma, beslenme, ulaşım, eğitim, sağlık gibi temel sorunların çözümü için çalışacağını vaat etti. Bunun için zenginlerden servet vergisi alacağını ilan etti. Bu tutum küstah zenginleri çileden çıkarırken, milyonlarca emekçiyi ise etkiledi. Soykırıma karşı net bir tutum alması, Filistin halkıyla dayanışma içinde olması, ırkçılık karşıtı tutumu, değişik dinlere mensup olanlarla kurduğu ilişkiler de başarı kazanmasında rol oynadı. Ancak sosyal sorunlara merkezi bir yer vermesi bu zaferde özel bir rol oynadı.

Mamdani’nin başarısı, seçim sınırlarında da olsa emekçilerin kan emici sermayeye karşı kazandığı sembolik bir zafer sayılabilir. Bu kadar güçlü ve zengin olmalarına rağmen hezimete uğratılabildiler. 

***

Ancak Mamdani’nin bu zaferi ne ABD’nin saldırgan emperyalist politikalarını etkileyebilir ne de sömürü ve soygun düzeninde bir değişiklik yaratabilir. Eğer vadettiği programı sabote etme girişimlerinin üstesinden gelebilirse, New York’un emekçileri, göçmenleri, ezilenleri ve yoksullarının yaşamı bir nebze kolaylaşır.

Seçim sonuçları üzerinden birkaç önemli noktanın altı çizilebilir. İlki, emperyalist Amerika’da da temel sorunlar sınıfsaldır. Milyonlar bu sistemin yarattığı sosyal yıkımın acısını çekiyorlar. İkincisi, ne kadar küstah ve saldırgan olursa olsun, sermaye ve onun temsilcileri seçimlerde hezimete uğratılabilir. Üçüncüsü, sistemi kısmen reforme edebilecek yönetimler kurulabilse bile, özel mülkiyet ve emek sömürüsüne dayalı düzende esasa dair bir değişiklik yaratılamaz. Dördüncüsü, emekçilerin bu düzenin egemenlerini sembolik hezimetlere uğratmaları önemli olsa da esas olan barbarlaşan kapitalizmi temellerinden yıkma, emekçilerin eşit, özgür ve kardeşçe yaşayabileceği sosyalist bir dünya kurma mücadelesini büyütmektir.