“Tüm gücümüzle eşitlik, özgürlük ve gerçek kurtuluşumuz için örgütlü mücadeleyi büyütelim! Ölüm ve sömürü düzeninden hesap sormak için seferber olalım!”
Kadınlar yaşadıkları sorunlara karşı seslerini sokaklarda, meydanlarda yükseltmeye devam ediyorlar. Ancak bu mücadele içerisinde hâlâ işçi ve emekçi kadınların sınıfsal talepleri geri planda kalıyor. Kuşkusuz bunda sınıf hareketinin verili zayıf tablosunun önemli bir payı var.
Önümüzde 1 Mayıs süreciyle iç içe geçen bir seçim süreci var. Tüm sorunların çözümünün seçim sandıklarına sıkıştırılmaya çalışıldığı bu dönemde işçi ve emekçi kadınların kendi talepleriyle mücadele sahnesinde yerini alması önem taşıyor. Bu 1 Mayıs’ta sınıfa karşı sınıf bakışı ile sadece AKP-MHP iktidarına karşı değil, topyekûn sermaye düzenine karşı güçlü bir şekilde alanlarda olabilmeliyiz.
AKP-MHP iktidarının Hüda Par, Yeniden Refah gibi gerici partilerle yaptığı ittifak, kadınlara yönelik yeni saldırı başlıkları konusunda anlaştı. İstanbul Sözleşmesi’nin ardından şimdi hedefte 6284 Sayılı Yasa var. Gerekçesi ise “Türk aile yapısını korumak!”. Kadınların kazanılmış haklarını ellerinden almak için adeta fırsat kolluyorlar.
Diğer yandan süregiden TİS süreçlerinde kadın işçilerin taleplerinin görülmemesi, MATA’da olduğu gibi sendikal örgütlülüğü yok etme çabaları… Mobbing, şiddet, baskı ve gericiliğin gün be gün tırmandırılması… Bu vb., işçi ve emekçi kadınları ilgilendiren sıralanabilecek daha birçok başlık var.
Bu kadar sorun yumağı içerisinde, tüm bu sorunların kaynağı olan köhnemiş kapitalist sisteme karşı başkaldırmadan, gerçek ve kalıcı çözüme yaklaşmak mümkün değil.
İşçi ve emekçi kadınların talepleri seçim sandıklarına sığmaz, sorunların çözümü de seçim sandıklarından çıkmaz!
Görüyoruz ki AKP-MHP-Hüda Par-Yeniden Refah ittifakının kadınlar için tek ve asıl vaadi boynumuzdaki kölelik zincirlerini daha da kalınlaştırmak… Altılı masanın da bütünlüklü bir tarzda İstanbul Sözleşmesine sahip çıkamadığını biliyoruz.
Kapitalist düzen biz kadınlara baskı, sömürü, ayrımcılık ve ölüm dışında bir şey sunamıyor.
Milyonlarca kadın bu sistemin sorunlarının yol açtığı girdabın içinde yaşam mücadelesi veriyor. Girdabın içinde kaldıkça, içine çekilmeye devam edeceğiz. Girdabın içinden tamamen çıkmak için sosyalizm mücadelesini büyütmekten başka çaremiz yok. Tüm gücümüzle eşitlik, özgürlük ve gerçek kurtuluşumuz için örgütlü mücadeleyi büyütelim! Ölüm ve sömürü düzeninden hesap sormak için seferber olalım!