Kurtuluşumuzun yolu mücadeleden geçiyor!

Önümüzdeki yol uzun ve meşakatli. Ama bizlere ölüm ve sömürüden başka bir şey vermeyen bu düzenden kurtulmak, insanca yaşayabileceğimiz bir düzen kurmak için dişe diş mücadele etmekten başka bir seçeneğimiz yok. Unutmayalım ki bu mücadeleyi kazanacak güç bizde var.

Sermaye düzeni işçi ve emekçi kadınlara yoksulluğu ve işsizliği dayatmakta, ekonomik krizin en ağır faturasını kesmektedir. Genel-İş Emek Araştırma Dairesi’nin Mart 2023’te yayınladığı Kadın Emeği Raporu, işçi ve emekçi kadınların karşı karşıya kaldıkları sömürü ve ayrımcılığı tüm çıplaklığı ile gözler önüne sermektedir. Rapordan yansıyan bazı tespitler şöyle:

  • Türkiye genelinde kadın istihdamı halen erkek istihdamının yarısı kadardır.
  • Kadın işsizliği AB ve OECD üye ülkelerindekinin 2 katından fazladır.
  • Türkiye’de geniş tanımlı kadın işsiz sayısı 4 milyonu aşmış durumdadır.
  • 12,2 milyon kadın ev işleri, ailevi ve kişisel nedenlerle çalışma hayatına dahil olamıyor.
    Kadın istihdamının yüzde 32,5’i kayıt dışıdır. 3,3 milyon kadın sosyal güvenceden yoksundur.
  • Her on kadın işçiden yalnızca biri sendikalıdır. Kayıt dışı istihdam da dahil edildiğinde, kadınlarda gerçek sendikalaşma oranı yüzde 6.2’dir!
  • Erkekler kadınlardan yüzde 20 daha fazla kazanmaktadır.
    Bu tabloyu her geçen gün artan kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri tamamlamaktadır. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, 2022 yılında 334 kadın cinayeti ve 245 şüpheli kadın ölümü, 2021 yılında 280 kadın cinayeti ve 217 şüpheli kadın ölümü, 2020 yılında ise 300 kadın cinayeti ve 170 şüpheli ölüm gerçekleşmiştir. Uygulanan kadın düşmanı politikaların sonucu olarak kadın cinayetleri her sene artmaya devam etmektedir. İşçi ve emekçi kadınlara bu düzen ölüm ve sömürüden başka bir şey vermemektedir.
    Geride bıraktığımız seçim sürecinde iktidar ve muhalefet partileri yerine getirmeyecek olsalar da hemen her konuda vaatler sıraladılar. Bu vaatlerde bile en az adı geçenler kadınlardı. Cumhur İttifakı’nın kadın düşmanı politikaları ve yeni bileşenleri olan Hüda Par ve Yeniden Refah gibi partilerin burjuva kadınları bile ürküten gerici söylemleri olmasa, kadınların sorunları gündeme bile gelmeyecekti.
    Seçim süreci geride kaldı. Önümüzdeki süreçte ekonomik krizin daha da derinleşmesi bekleniyor. Bu durumda, emekçi kadınların karşı karşıya kaldıkları sömürü daha da boyutlanacak, Kadın Emeği Raporu’ndan ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerinden yansıyan tablo daha da kötüleşecektir. Eğer bu gidişata dur demezsek, bizleri çok daha ağır bir tablo bekliyor.
    Dolayısıyla, “Seçimle düzelecek” söylemlerinin bizleri oyalamaktan başka bir işe yaramadığı açık. Şimdi bizlerin geleceğini çalan, işsizliğe, güvencesiz ve sendikasız çalışmaya mahkûm eden sermaye düzeninden hesap sorma zamanı. Kurtuluşumuzu kendi ellerimizle yaratmak için mücadele etme zamanı.
  • Bunun için vakit kaybetmeden bulunduğumuz her alanda örgütlerimizi oluşturalım, erkek sınıf kardeşlerimizle el ele vererek mücadele edelim.
  • Önümüzdeki yol uzun ve meşakatli. Ama bizlere ölüm ve sömürüden başka bir şey vermeyen bu düzenden kurtulmak, insanca yaşayabileceğimiz bir düzen kurmak için dişe diş mücadele etmekten başka bir seçeneğimiz yok. Unutmayalım ki bu mücadeleyi kazanacak güç bizde var.