Kadın İş Cinayetleri Raporu yayınlandı!

“Kadınların işyerlerinde ve fabrikalarda yaşadıkları şiddet biçimleri hâlâ çok görünür durumda değil. İSİG raporu kadınların en fazla şiddet gördüğü alanlardan birinin fabrikalar ve işyerleri olduğunu ortaya koyuyor.”

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde “Ayrımcılığın, Şiddetin, Sömürünün ve Yok Sayılmanın Kıskacında Kadın İş Cinayetleri” başlığı ile kadın iş cinayetleri raporunu yayınladı. Rapor, kadınların fabrikalarda ve işyerlerinde yaşadığı şiddet biçimlerini gözler önüne seriyor.

Rapora göre 2013’ten bugüne en az 1379 kadın işçi hayatını kaybetti. Kadın işçi cinayetleri en çok tarım-orman işkolunda yaşanıyor. Bunu ticaret, büro, eğitim, belediye, genel işler, tekstil, konaklama, metal ve gıda sektörleri takip ediyor. Ölümlerin yüzde 44’ü trafik-servis kazası sebebiyle yaşanırken, bunu yüzde 11’le Covid-19 ölümleri izliyor. Ezilme-göçük sebepli iş cinayetleri ölümlerin yüzde 8’ini, şiddet sonucu ölümler yüzde 7’sini, kalp krizi ve beyin kanaması gibi ani ölümler ise yüzde 6’sını oluşturuyor.

Raporda fabrika ve işyerlerinde kadınların karşı karşıya kaldığı cinsel taciz ve şiddetin işçi sağlığı ve güvenliği sorunu olarak ele alınması gerektiği belirtiliyor. Kadınların karşı karşıya kaldığı ekonomik şiddete de dikkat çekilerek, aynı düzeyde eğitim aldıkları erkeklerin ortalama ücretinin ancak yüzde 77,8’ini alabildikleri vurgulanıyor. Ayrıca kadınların her geçen gün daha fazla esnek ve güvencesiz çalışma koşullarına mahkûm edildiği, ev içi emeğinin yok sayıldığı, bunun da bir şiddet biçimi olarak değerlendirilmesi gerektiği söyleniyor.

Raporda göçmen kadın işçilerin karşı karşıya kaldıkları sorunlara da değiniliyor. Pasaportlarına el konulması, kaçak olarak çalıştırılma, “işçi kiralama bürosu” işlevi gören aracı şirketler eliyle çalıştırılma, işyerinde taciz, tecavüz ve şiddet, ücretini alamama göçmen kadınların karşı karşıya kaldıkları en önemli sorunlar olarak sıralanıyor.

İşçi ve emekçi kadınlar ekonomik, psikolojik, fiziksel, cinsel şiddet biçimleriyle başta aile ortamı olmak üzere toplumsal yaşamın her alanında boğuşmaktadırlar. Kadınlar verdikleri mücadelelerle kadın cinayetlerine, kadına yönelik şiddete karşı toplumsal anlamda bir hassasiyet oluşturmuş bulunuyorlar. Kadınların verdikleri mücadeleden korkan iktidar her fırsatta saldırsa da, kadınları mücadeleden vazgeçiremiyor.

Ancak kadınların işyerlerinde ve fabrikalarda yaşadıkları şiddet biçimleri hâlâ çok görünür durumda değil. İSİG Meclisi raporu kadınların en fazla şiddet gördüğü alanlardan birinin fabrikalar ve işyerleri olduğunu ortaya koyuyor. Fabrika ve işyerlerinde kadınların karşı karşıya kaldıkları her türlü şiddet biçimi sınıf mücadelesinin öncelikli gündemleri olarak ele alınabilmeli, kadın işçilerin bu sorunlarını daha rahat tartışabilecekleri, taleplerini belirleyebilecekleri örgütlenme zeminleri yaratılabilmelidir.