Amerikan emperyalizminin dünya hakimiyetini sağlamasında fikir babalığı yapan ve bunun için büyük yıkımların altına imza atan Kissinger’ı dünyanın işçi ve emekçileri, ezilen halkları unutmayacak. Bütün bu vahşeti ve bu vahşetin Kissingerları gibi aktörlerini yaratan emperyalist-kapitalist barbarlık düzen yıkıldığında, yaşanan tüm acıların da hesabı sorulmuş olacak.
ABD eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, geçtiğimiz günlerde 100 yaşında yaşamını yitirdi. Arkasında kanlı bir tarih bırakan Kissinger, Amerikan başkanları Nixon ve Ford dönemlerinde Ulusal Güvenlik Danışmanı, Dışişleri Bakanı ve akademisyen olarak yarım yüzyıl boyunca emperyalistlere akıl hocalığı yaptı. Tarihin en kanlı katliamlarından bazılarını kışkırttı, örgütledi ve yönetti.
Başta Amerikan emperyalizmi ve İsrail siyonizminin temsilcileri olmak üzere egemenlerin saygıyla andığı, emekçi halkların ise ancak nefretle hatırlayabileceği Kissenger kimdi?
Kissenger sadece yedi yıl ABD’nin resmi dışişleri bakanlığını yapsa da, “her devrin adamı” olarak pek çok Amerikan başkanına perde arkasından yön verdi. Amerikan emperyalizminin akıl hocalığını yaparak, dünyanın dört bir yanında savaş politikalarını yönetti. Savaşlar, iç savaşlar çıkardı, askeri darbeler örgütledi. Vietnam’dan Kamboçya’ya, Endonezya’dan Şili’ye, Pakistan’dan Irak’a ve İsrail’e kadar pek çok ülkede yaşanan çatışmalarda, iç savaşlarda ve askeri darbelerde onun parmağı vardı. Milyonlarca insanın ölümünde doğrudan rol oynadı. Bugün halen devam eden İsrail’in Filistin’e dönük işgal ve saldırı politikalarının oluşturulmasının önemli figürlerinden biri oldu.
Kamboçya’da olduğu gibi “Hareket eden herşeyin vurulması” emrini verecek kadar, 250 bin kişinin yaşamına mal olan Endonezya’nın Doğu Timor işgalinde “Ne yaparsanız yapın, hızlıca yapın ve başarılı olması önemli” diyecek kadar kural tanımaz ve insanlık düşmanı biriydi.
Yaklaşık dört milyon insanın katledilmesinin ve farklı coğrafyalarda yaşanan ağır yıkımların bizzat sorumlusu olan Kissenger hiçbir zaman yargılanmadı. İşlediği tüm bu suçlar cezasız kaldı. Çünkü Kissenger’in yaptıkları kişisel tercihlerinden değil, Amerikan emperyalizminin politikalarının saldırgan bir temsilcisi olmasından kaynaklanıyordu. Arkasında Amerika’nın büyük sermaye grupları, silah tekelleri vardı. Kissinger, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından dünya çapında belirleyici güç haline gelen Amerikan emperyalizminin dünyayı kana bulayan politikalarının mimarlarından ve uygulayıcılarındandı. Bu politikalar, Kissenger’in “aktif politikadan çekilmesi”nin ardından da Ortadoğu’da, Orta Asya’da, Kafkaslar’da, Latin Amerika’da, Balkanlar’da uygulanmaya devam etti.
Amerikan emperyalizminin dünya hakimiyetini sağlamasında fikir babalığı yapan ve bunun için büyük yıkımların altına imza atan Kissinger’ı dünyanın işçi ve emekçileri, ezilen halkları unutmayacak. Bütün bu vahşeti ve bu vahşetin Kissingerları gibi aktörlerini yaratan emperyalist-kapitalist barbarlık düzen yıkıldığında, yaşanan tüm acıların da hesabı sorulmuş olacak.