Kadınlar mücadeleyi büyütüyor!

“Baskı artacak, çalışma ve yaşam koşullarımız daha da ağırlaşacak. Bu baskı ve sömürü koşullarına karşı kadınlar bu yıl da mücadelenin ön saflarında yerlerini almalılar. 2023’ü 2024’e bağlayan Özak, Lezita, Burda Bebek işçisi kadınlar, 2024’ü 2025’e bağlayan Polonez direnişçisi kadınlar gibi…”

2024 yılını geride bıraktık. Yoksulluğun ve açlığın gitgide derinleştiği, temel hak ve özgürlüklerin gasp edildiği, sendikalaşmaya karşı saldırıların arttığı ve bunlara karşı mücadelelerin sürdüğü bir yıl oldu. Artan hayat pahalılığı, çalışma yaşamındaki zorluklar, güvencesiz ve geleceksizlik en başta işçi ve emekçi kadınları etkiledi. İşyerlerinde baskı ve mobbing ile birlikte iş yükü arttı. İşten atmalar yoğunlaştı. Evde ve işte çifte sömürü katmerlendi. Bu baskı ve sömürüye, mobbinge dur diyen kadınlar sokakta, grev ve direniş alanlarında yerlerini aldılar ve mücadeleyi ön saflarda göğüslediler.

2024 yılında pek çok işyerinde işçiler eylemler gerçekleştirdiler. Metalden tekstile, petrokimya ve madenlerden gıdaya pek çok alanda ücret zammı için eylemler yapıldı.

Carrefour, Akcanlar, Perfetti, Kristal Yağ, TKİS Blinds, Lezita, Polin Su, Eker Süt gibi fabrikalarda daha iyi çalışma koşulları için sendikal örgütlenmeye yönelen işçiler, hakları için direniş ve eylemler gerçekleştirdiler. Novares, Elba Bant, MKB Rondo, Mega Polietilen gibi daha pek çok fabrikada ve ülkenin dört bir yanında üretimden gelen güçlerini kullanarak grev ve eylemli süreçler örgütlediler. Kadınların direngenliği ile özdeşleşen Özak, Agrobay, Burda Bebek, Krom Evye, İBB direnişleri 2023 yılından 2024’e taşındı. Yeni yıla mücadele alanlarında giren kadınlar 2024’ün başlarında da eylemlerini sürdürdüler.

“Kadının adı yok diyorlar, ama biz her alanda ve yaşamın içindeyiz” diyen Özak işçisi kadınlar Urfa’da direnişe geçtiler. Vali, kaymakam, müftülük, jandarma-polis vb., mücadelelerini engellemeye çalışan tüm devlet kurumlarını karşılarına alarak direnişlerini İstanbul’a taşıdılar. “Biliyoruz ki dünyayı güzelleştiren her zaman emekçi kadınlardır. Biz de kendimizin, kendi gücümüzün farkında olalım!” diyerek tüm kadınlara seslendiler.

Agrobay işçileri “Hakkımız olanı almadan gitmiyoruz” dediler ve Ankara yürüyüşü ile direnişlerini sürdürdüler. Sendikalaşma hakkını kullanan Burda Bebek işçisi kadınlar da haklarına sahip çıktılar.

Fındıktan pamuğa, şekerden domates üretimine, ülkenin dört bir yanında tarım işçisi kadınlar sefalet dayatmalarına karşı eylemlerde yerlerini aldılar. Emeğine, toprağına, suyuna, ağacına sahip çıkan kadınlar doğanın talanına, HES’lere, JES’lere karşı nöbet yerlerini terk etmediler.

Sağlık emekçilerinden eğitim emekçilerine, akademisyenlerden belediye emekçilerine, emeklilere kadar pek çok alanda kadınlar baskıya, sömürüye, kadın olmalarından kaynaklı yaşadıkları mobbing ve eşitsizliğe karşı çıktılar.

Polonez işçileri de beş ayı aşkın bir süredir gece gündüz direniyorlar. Önlerine çekilen her barikatı haklı olmanın verdiği meşrulukla göğüslüyorlar. Valilik, müftülük, emniyet herkes direnişe saldırırken onlar mücadeleye yılmadan devam ediyorlar. “Kadınlar yürüyor, mücadele büyüyor!” sloganıyla Ankara’ya yürümek istediler. Yürüyüşleri engellenmeye çalışıldı, geri adım atmadılar. Bugün hâlâ direniş çadırında mücadelenin en önündeler.

Yeni bir mücadele yılına giriyoruz. Görünen o ki, sömürü düzeninin saldırıları Orta Vadeli Program’la, IMF politikalarıyla, grev ve eylem yasaklarıyla, hak olan örgütlenme, sendikal mücadeleye engellerle sürdürülecek. Baskı artacak, çalışma ve yaşam koşullarımız daha da ağırlaşacak. Bu baskı ve sömürü koşullarına karşı kadınlar bu yıl da mücadelenin ön saflarında yerlerini almalılar. 2023’ü 2024’e bağlayan Özak, Lezita, Burda Bebek işçisi kadınlar, 2024’ü 2025’e bağlayan Polonez direnişçisi kadınlar gibi…