Pazartesi, Aralık 8, 2025

Netaş Direnişi: 1980 darbesine ilk cevap

Netaş direnişi, darbe rejimini oluşturmak için her türlü çabayı gösterdiği sessizlik ve mücadelesizlik dayatmasını yırtan ilk büyük fabrika direnişlerinden biri olarak tarihe geçti. Fabrika önünde tutulan nöbetler, ailelerin, işçilerin, devrimcilerin dayanışması, gece gündüz süren toplantılar, işçi sınıfının birleştiği ve ortak bilince kavuştuğu bir sürece dönüştü.

İşçi sınıfının büyük tarihsel zaferi: Sosyalist Ekim Devrimi

Bugün dünyamız kapitalizmin yol açtığı savaşlar, çevre yıkımı, yoksulluk, açlık gibi sorunlar içinde büyük bir felakete doğru giderken, insanlığın önünde sadece iki seçenek buluyor: Ya barbarlık içinde çöküş ya sosyalizm!

1928 İstanbul Tramvay Grevi

Cumhuriyetin ilk yıllarında gerçekleşen 1928 İstanbul Tramvay Grevi, Türkiye işçi sınıfı tarihinin erken dönemindeki en önemli eylemlerden biridir. Grevin sınıf mücadelesi açısından önemi, yalnızca ortaya koyduğu taleplerle sınırlı olmayıp, çok daha geniş bir anlama sahiptir. Genç ve deneyimsiz olmasına rağmen işçi sınıfının örgütlenme ve direniş yeteneğini ortaya koyan bu grev, aynı zamanda “halk egemenliği” ve “eşit yurttaşlık” söylemleriyle kurulan Cumhuriyet’in işçi düşmanı karakterini daha en başından açığa çıkarmış, “cumhuriyetin sınıfsız, sömürüsüz bir toplumsal yapıya” dayandığı yalanını daha baştan gözler önüne sermiştir.

Özgürlüğe adanmış bir yaşam

Enternasyonalist devrimci kimliğiyle bilinen Ernesto Che Guevera, Guatemala’dan Küba’ya, Meksika’dan Kongo ve Bolivya’ya dek bir dizi ülkede mücadele yürüttü. Kendi geleceğini bu yoksul insanların geleceği ile bir tuttu.

“… Bir Yakup ölmüş, bin Yakup var savaşacak!”

“... Bir Yakup ölmüş, bin Yakup var savaşacak. Bu olay ne ilktir ne de son. İşçi sınıfımızın mücadele tarihinde bu gibi olaylar çoktur. Binlerce işçi kardeşimiz vurulmuş, işkencelere tâbi tutulmuş, ama hâkim sınıfların baskılarına rağmen sınıf mücadelesi durmadan ilerlemiştir. Profilo olayları neticesinde biz altı işçi tevkif edildik. Ama biliyoruz ki ne işkenceler ne hapishaneler bizleri yıldıramaz. Tam tersine sınıf mücadelesini pekiştirir. Hapishaneler bizler için birer okuldur ve bizler bu okulda bulunmaktan dolayı gurur duyuyoruz...”

6-7 Eylül olayları… Kardeşliğe vurulan hançer!

6-7 Eylül’ü ve ezilen mezheplere ve halklara dönük kanlı saldırıları unutmayacak, halkların eşit ve özgür yaşayacağı bir dünya için mücadelemizi büyüteceğiz!

TARİH / Tüm Yazılar

Dünyayı sarsan DEVRİM

İşçiler yönetirse…

Fatsa’nın fikri…

Bu pazar Kanlı Pazar…

İşçiler yönetirse…

KAPAK

Asgari değil insanca bir yaşam!

“Başlayan asgari ücret süreci ve onu takip edecek yıllık zam dönemi, işçi sınıfı ve emekçilerin birliğini ve örgütlülüğünü güçlendirmek için önemli fırsatlar sunuyor. Bu fırsatları değerlendirmek, sınıf içi örgütlülüğü güçlendirmek, farklı mücadele arayışlarını yan yana getirmek ve tüm çabayı krizin faturasını reddeden ortak bir hat üzerinde birleştirmek önümüzdeki görevlerdir.”

En iyi savunma hücumdur!

Eğer metal işçisi haklarını korumak istiyorsa, daha bugünden en önemli silahı olan üretimden gelen gücünü kullanmaya hazırlanmalı; “en iyi savunma hücumdur” anlayışıyla irili ufaklı eylemlerle bu sürece hazırlanmalıdır.

Düzen siyaseti çürümüştür!

Baskı, sömürü ve rant üzerine kurulu bu düzenin siyasetinde riyakârlık ve çıkar ilişkilerine boyun eğme düzenin mayasından gelmektedir. Vaatler ve söylemler gibi ilkeler, programlar, yasalar ve işleyişler de işçi emekçileri aldatmak dışında bir anlam ifade etmez. Bu aldanmadan kurtulmanın yolu, işçi sınıfının bu oyunun dışına çıkarak kendi siyasetini inşa etmesinden geçiyor.

IMF’siz IMF programına devam…

Peki bu durumda; işçi sınıfı ne yapacak? Ya IMF güdümlü sefalet koşullarını dayatan programlara boyun eğecek ya da masaya yumruğunu vurup kendi kaderini kendi ellerine alacak… Bugün sermaye sınıfının çıkarları uğruna milyonlarca emekçiye sefalet dayatan bu düzenin karşısında emekçilerin insanca bir yaşam için mücadele etmek dışında başka bir seçeneği bulunmuyor.

Demokrasi kavramı üzerine 5 / İşçi demokrasisi

İşçi demokrasisinin, burjuva demokrasisinden binlerce kat daha demokratik ve üstün olduğu gerçeği gerek Paris Komünü deneyimi gerekse 1917 Ekim Devrimi’yle somut olarak doğrulanmıştır.

Demokrasi kavramı üzerine 4 / Burjuva demokrasisi

Kapitalist düzende üretim araçlarıyla birlikte devlet de burjuvaziye aittir. Dolayısıyla bu düzende “eşitlik”, “özgürlük” ve “demokrasi” gibi kavramlar, üretim araçlarının özel mülkiyetinin burjuvaziye ait olduğu ve bununla birlikte siyasal iktidarın da ona ait olduğu gerçeğini gizlemeye yarar.

Demokrasi kavramı üzerine-3 / Sömürü, devlet ve demokrasi

İşçi sınıfının kendi mücadelesiyle elde ettiği oy hakkı, yasalar önünde eşitlik, biçimsel seçilme hakkı gibi kazanımlar da siyasal iktidarın gerçek niteliği konusunda yanılsamalara yol açtı. Burjuvazi önce zorla kabul etmek zorunda kaldığı bu hakları, sonrasında sömürü düzenini geniş kitlelere onaylatmanın aracına çevirdi. Bu da işçi sınıfı ve emekçilerin, üretim araçlarına sahip olan kapitalistlerin siyasal iktidarın da esas sahibi olduğu ve devlet denilen mekanizmanın onlara hizmet ettiği gerçeğini kavramasını zorlaştırdı.