“Maden”: Alın teri kömür karasına karışanların hikayesi
Maden filmi, devrimci bir işçi olan İlyas’ın, diğer işçileri kölece çalışma ve yaşam koşullarına ve patronla iş birliği içindeki sendikal bürokrasiye karşı birleştirme çabasını konu alır.
“Kâğıt, kurşun ve basımevi kokusuyla” İlhan Erdost!
7 Kasım 1980’de katledildi İlhan Erdost. 12 Eylül faşist darbesinin hemen ardından yasaklanacak, yok edilecekler listesindeydi. Ödediği ağır bedel ve kısacık ömründe “kağıt, kurşun ve basımevi kokusuyla” abisiyle birlikte topluma kazandırdıkları eserler unutulmayacak...
Emperyalist saldırganlığı örten maske: Nobel Barış Ödülü
Bize “barış ödülü” diye sunulan şey, emperyalist sistemin egemenliğini sürdürmek için verdiği onay mühürlerinden ibarettir. Bu ödüller, işgalleri aklamanın, halkları açlığa ve yoksulluğa mahkûm etmenin, emperyalist saldırganlığı cilalamanın vitrinidir. Gerçek barış ise bu vitrini yerle bir edenlerin, bu düzene karşı ayağa kalkanların eseri olacaktır. Özgürlük ve barış, işçi sınıfı ve emekçilerin mücadelesiyle gelecektir.
Hanzala hep 10 yaşında, hep sırtı dönük…
“Naci’nin Filistinlisi, sırf veraset yoluyla Filistinli olanlar değildir. Naci’nin bakışında tüm yoksullar Filistinlidir. Tüm mazlumlar, ezilenler, kuşatılanlar, gelecek ve devrim… Hepsi Filistinlidir.”
Mahmut Derviş
Diktatöre karşı tek ses: “Venseremos/Biz kazanacağız!”
Emperyalizm sömürü ve katliamlarıyla dünyada kol gezmeye devam ediyor. Ortadoğu kan gölüne çevrilirken, Latin Amerika ülkelerinde faşist baskı ve ambargolar hüküm sürüyor. Bu baskı ve sömürü düzenine karşı özgürlük ve insanca bir yaşam mücadelesi verenlerin dillerinde de Viktor Jara’nın Venseromos’u/Biz Kazanacağız’ı söylenmeye devam ediyor. Viktor Jara ve daha nice devrimci katledilmiş olsa da, mücadelenin vazgeçilmez besteleri olan türküleri ve marşları ile işçi ve emekçilerin dillerinde yaşamaya devam edecekler.
Savaş, faşizm ve sanat
Ancak tüm bu yasaklamalar sanatın mücadele ile olan bağını koparamamıştır. Sömürü, savaş ve baskı düzeni devam ettiği sürece sanat her zaman bu düzene karşı verilen mücadelenin önemli bir alanı olmaya devam edecektir.
KÜLTÜR SANAT / Tüm Yazılar
KAPAK
Asgari değil insanca bir yaşam!
“Başlayan asgari ücret süreci ve onu takip edecek yıllık zam dönemi, işçi sınıfı ve emekçilerin birliğini ve örgütlülüğünü güçlendirmek için önemli fırsatlar sunuyor. Bu fırsatları değerlendirmek, sınıf içi örgütlülüğü güçlendirmek, farklı mücadele arayışlarını yan yana getirmek ve tüm çabayı krizin faturasını reddeden ortak bir hat üzerinde birleştirmek önümüzdeki görevlerdir.”
En iyi savunma hücumdur!
Eğer metal işçisi haklarını korumak istiyorsa, daha bugünden en önemli silahı olan üretimden gelen gücünü kullanmaya hazırlanmalı; “en iyi savunma hücumdur” anlayışıyla irili ufaklı eylemlerle bu sürece hazırlanmalıdır.
Düzen siyaseti çürümüştür!
Baskı, sömürü ve rant üzerine kurulu bu düzenin siyasetinde riyakârlık ve çıkar ilişkilerine boyun eğme düzenin mayasından gelmektedir. Vaatler ve söylemler gibi ilkeler, programlar, yasalar ve işleyişler de işçi emekçileri aldatmak dışında bir anlam ifade etmez. Bu aldanmadan kurtulmanın yolu, işçi sınıfının bu oyunun dışına çıkarak kendi siyasetini inşa etmesinden geçiyor.
IMF’siz IMF programına devam…
Peki bu durumda; işçi sınıfı ne yapacak? Ya IMF güdümlü sefalet koşullarını dayatan programlara boyun eğecek ya da masaya yumruğunu vurup kendi kaderini kendi ellerine alacak… Bugün sermaye sınıfının çıkarları uğruna milyonlarca emekçiye sefalet dayatan bu düzenin karşısında emekçilerin insanca bir yaşam için mücadele etmek dışında başka bir seçeneği bulunmuyor.

Demokrasi kavramı üzerine 5 / İşçi demokrasisi
İşçi demokrasisinin, burjuva demokrasisinden binlerce kat daha demokratik ve üstün olduğu gerçeği gerek Paris Komünü deneyimi gerekse 1917 Ekim Devrimi’yle somut olarak doğrulanmıştır.
Demokrasi kavramı üzerine 4 / Burjuva demokrasisi
Kapitalist düzende üretim araçlarıyla birlikte devlet de burjuvaziye aittir. Dolayısıyla bu düzende “eşitlik”, “özgürlük” ve “demokrasi” gibi kavramlar, üretim araçlarının özel mülkiyetinin burjuvaziye ait olduğu ve bununla birlikte siyasal iktidarın da ona ait olduğu gerçeğini gizlemeye yarar.
Demokrasi kavramı üzerine-3 / Sömürü, devlet ve demokrasi
İşçi sınıfının kendi mücadelesiyle elde ettiği oy hakkı, yasalar önünde eşitlik, biçimsel seçilme hakkı gibi kazanımlar da siyasal iktidarın gerçek niteliği konusunda yanılsamalara yol açtı. Burjuvazi önce zorla kabul etmek zorunda kaldığı bu hakları, sonrasında sömürü düzenini geniş kitlelere onaylatmanın aracına çevirdi. Bu da işçi sınıfı ve emekçilerin, üretim araçlarına sahip olan kapitalistlerin siyasal iktidarın da esas sahibi olduğu ve devlet denilen mekanizmanın onlara hizmet ettiği gerçeğini kavramasını zorlaştırdı.