Salı, Ekim 14, 2025

Fransa’da kitleler yine sokaklarda!

Fransa’da işçiler, emekçiler, gençler ve kadınlar iktidarın politikalarını sessizce izleselerdi, Macron yönetiminin işi kolay olurdu. Oysa tersi oluyor. Zira emekçilerin ve genel olarak toplumsal muhalefetin güçlü ve köklü bir mücadele geleneği var. Bu da sistemin krizini derinleştiriyor. Bundan dolayı Macron bazen geri adım atmak zorunda kalıyor.

Şerife Muhammedi’ye özgürlük!

Şerife Muhammedi’nin idamıyla İran işçi sınıfı saflarına korku salınarak, işçilerin mücadelesinin büyümesi engellenmek isteniyor. Türkiyeli işçi ve emekçiler olarak İran işçi sınıfı ile enternasyonal dayanışmamızı yükseltelim, “Şerife Muhammedi’ye özgürlük!” çağrısına ses verelim!

Zengezur: Barış değil savaş koridoru!

Paşinyan-Aliyev ikilisinin Trump’la bu anlaşmaya imza atmaları, halkların barış özlemine vurulan bir darbedir. Zira bölge emperyalistsiyonist güçlerin at koşturacakları bir alan haline getirilmektedir. Barışa özlem duyan halkların ise, emperyalist-Siyonist güçler ve işbirlikçilerine karşı birleşik bir direniş geliştirmeden hedeflerine ulaşmaları mümkün değildir.

HTŞ rejimi: Halklara cellat, ABD ve İsrail’e uşak

. Colani çetesi İsrail’e istediği her şeyi verdi. İşgal edilen Suriye toprakları İsrail’e bırakıldı. Suriye halklarını en vahşi yöntemlerle katleden HTŞ rejimi, İsrail’in ayakları altına bir paçavra gibi serildi. Zira HTŞ gibi örgütler tam da bunun için kurulup halkların üzerine salınıyor.

Gazze’de soykırım ve kapitalist barbarlık

“Vicdanı olan hiçbir işçi ve emekçi Gazze’de devam eden soykırıma seyirci kalamaz. Bu soykırımın durdurulması ve faillerden hesap sorulması için mücadele etmelidir. Bu mücadele elbette soykırım ve savaşların kaynağı olan emperyalist kapitalizme karşı mücadele ile birleştirilmelidir.”

İspanya’da metal işçisi ayakta

Beş gün süren eylemlerin ardından, 27 Haziran’da UGT ile Metal İşverenleri Sendikası FEMCA arasında yeni bir protokol imzalandığı açıklandı. Protokole göre, 2031 yılı sonuna kadar geçerli olacak bir anlaşmayla ücretler enflasyona endekslenecek ve toksik-sertlik primi geri getirilecek. Ancak işçilerin önemli bir bölümü bu anlaşmayı yeterli bulmuyor.

DÜNYA / Tüm Yazılar

Bangladeş’te halk isyanı

SYRIZA deneyimi…

Beş kıta, tek sınıf!

KAPAK

Filistin’de işgale, soykırıma, ablukaya dur de!

“Türkiye işçi ve emekçileri bugün kendi tarihinin en ağır iktisadi, sosyal ve siyasal saldırılarıyla karşı karşıyadır. Yaşamı kuşatan çok yönlü sermaye politikaları karşısında örgütsüz ve dağınık bir haldedir. Ancak bu gerçek, hemen yanı başımızda yaşanan bir soykırıma karşı kayıtsız kalmanın gerekçesi olamaz. Unutulmamalıdır ki, eşitlik, özgürlük, barış ve insanca bir yaşam talep eden işçi sınıfı, bu hedefe ancak kendi dışında yaşanan her türlü baskı, sömürü ve adaletsizliğe de karşı çıkarak ulaşabilir.”

MESS Grup TİS sürecinde kadın işçiler

MESS Grup TİS sürecine kadın işçilerin penceresinden bakmak; hem onların yaşadığı özgün sorunları görmek hem de ortak sınıf mücadelesinin bir parçası olduklarını unutmamak anlamına gelir. Kadınların görünmez kılındığı her sözleşme süreci, sadece kadın işçileri değil tüm sınıf mücadelesini zayıflatır.

Çözüm BM genel kurullarında değil halkların mücadelesinde

Ekonomik krizin en ağır bedellerini ödeyen, tüm demokratik hakları baskı ve zorbalıkla engellenen ve AKP iktidarı tarafından Ortadoğu’daki savaş politikalarının suç ortağı haline getirilmeye çalışılan Türkiye işçi ve emekçilerinin, BM Genel Kurulu’nda sergilenen bu ikiyüzlü politikalardan bekleyebileceği hiçbir şey yoktur. Başta Filistin’de yaşananlar olmak üzere, emperyalist-siyonist savaş ve sömürü politikalarını durdurmanın tek yolu, işçi sınıfının kendi bağımsız ve örgütlü mücadelesinden geçmektedir.

ABD’nin kapısında meşruiyet arayanlar!..

İşçi sınıfı yalnız saray rejimin politikalarına değil, emperyalist dayatma ve saldırganlık politikalarına karşı da mücadele etmek zorundadır. Emperyalist kölelikten kurtulmanın yolu ise bu köleliğin gönüllü taşıyıcısı olan sermaye düzeninden kurtulmaktan geçmektedir.

Demokrasi kavramı üzerine 5 / İşçi demokrasisi

İşçi demokrasisinin, burjuva demokrasisinden binlerce kat daha demokratik ve üstün olduğu gerçeği gerek Paris Komünü deneyimi gerekse 1917 Ekim Devrimi’yle somut olarak doğrulanmıştır.

Demokrasi kavramı üzerine 4 / Burjuva demokrasisi

Kapitalist düzende üretim araçlarıyla birlikte devlet de burjuvaziye aittir. Dolayısıyla bu düzende “eşitlik”, “özgürlük” ve “demokrasi” gibi kavramlar, üretim araçlarının özel mülkiyetinin burjuvaziye ait olduğu ve bununla birlikte siyasal iktidarın da ona ait olduğu gerçeğini gizlemeye yarar.

Demokrasi kavramı üzerine-3 / Sömürü, devlet ve demokrasi

İşçi sınıfının kendi mücadelesiyle elde ettiği oy hakkı, yasalar önünde eşitlik, biçimsel seçilme hakkı gibi kazanımlar da siyasal iktidarın gerçek niteliği konusunda yanılsamalara yol açtı. Burjuvazi önce zorla kabul etmek zorunda kaldığı bu hakları, sonrasında sömürü düzenini geniş kitlelere onaylatmanın aracına çevirdi. Bu da işçi sınıfı ve emekçilerin, üretim araçlarına sahip olan kapitalistlerin siyasal iktidarın da esas sahibi olduğu ve devlet denilen mekanizmanın onlara hizmet ettiği gerçeğini kavramasını zorlaştırdı.